Son iki

158 12 1
                                    


Selam arkadaşlar. Keyifli okumalar dilerim. 💛💙

(&)

Yaşamın; uçurtma uçurmak kadar basit ve bir o kadar da meşakkatli olduğunu düşünüyorum zira semalarda uçsan dahi yere çakılma korkun yaşatır mı seni? Fakat korkmaman gerekiyor. Düş, birkaç defa üst üste düş. Bunda ne var ! Kalkabildiğin sürece sema , aynı sema. Seni düşüren şey, yine sensin. Tüm yenilgiler , sen pes ettiğinde anlam kazanır. Yani yenilgin , senden kaynaklanır.

Kendinle barışık ol ! Kendini , hiç sevilmemiş biriymiş gibi sev. Pekala öylesin belki de. Ne mutlu sana , dünyada olan fertler kadar sev kendini. Yetmesin , ölenleri de hesap et. Seni sevmeyen her kimse yerine kendini sev. İnsanın, başkasının sevgisine değil kendisini sevmesine ihtiyacı vardır.

Sen ayakları olansın. Yürümeyi bilen , gerektiğinde koşansın. Düşmek hayatın parçası. Sen , seni düşüren hayatta inat ayağa kalkansın.

Kafada bitir herşeyi. Bitir içinde olan öfkeyi. Büyümeyi de bil , çocuklaşmayı da. Ve hep gülümse ama ağlamayı da unutma. Koca dünyanın uslanmaz bulutlarını dahi sicim sicim ağlatan Tanrı , seni ağlatığında ona kızma. Lütufmuş gibi içli içli ağla.  

Hayat bu işte. Dört mevsim güneş açsa, yazın kıymetini nasıl bilirdik ? Kışlara minnet duy , değerli kılıyor sıcaklığı. Yaza minnet duy , özletiyor serin havaları. Ve sen en çok mutsuzluğa şükret. Sevdiriyor seni güldürenleri.  Kendini sev ve güldür. Unutma , bir komedyen önce gülmeyi bilmeli. Koca bir saçmalıkmış gibi dünyaya ve yaşadıklarını anlatırken, gülerek anlat. Herşeyin bizim için olduğunu unutma. 

Derin bir nefes aldım. Beni dusuncelerimden ayıran ses , kapımın çalma sesiydi.  Karaldigim beyaz kağıttan bakışlarımı çektim ve ardıma döndüm. " Gel. " Diye seslendim. Kimin geleceğini merakla beklerken , dudaklarımı birbirine bastırdım.

Kapı açıldı ve içeriye Yavuz bey girdi. Kaşlarımı kaldırarak kendisine bakarken hemen ardından Sibel hanım da girmişti. Oturduğum yerden kalktım ve kendilerine doğru döndüm. " Müsait misin kızım ?" Diye sordu Sibel hanım çekingen bir tavır ile.

" Evet,buyrun. " Diye konuştum elimle içeriyi göstererek. Gülümsedi ve Yavuz bey ardından kapıyı kapattı. Neden geldiklerini az çok tahmin etmek mümkündü. Bugün olanları konuşmak istiyor olmalılar.
" Söyle oturun isterseniz, " diyerek odamda ki kanepeyi gösterdim. O tarafa doğru ilerledkjlerin de kendim de , yatağımın kenarına oturdum.

" Çizim mi yapıyordun?" Diye sordu Yavuz bey otururken. Kanepeye oturdu. Hemen yanına Sibel hanım da oturduğun da , kafa sallayarak onayladım.

" Evet, " dedim onaylayarak. " Gerçi pek resim çizmek denilemez. Daha çok karalama da diyebiliriz. " Diyerek konuştuğum da , bakışlarım kısaca çalışma masama dönmüştü.

" Bende daha çok kararlama yapmayı seviyorum. " Diye konuştu Yavuz bey. Bakışlarım kendisini bulduğunda kaşlarını kaldırarak baktım. Araya Sibel hanım girdi.

" Ama insanlar üzerinde. " Diye alayla konuştuğun da gülerek eliyle ağzını kapatı. Kendimde güldüm hafifçe. Yavuz bey Sibel hanıma yandan bakışlarını yolladığın da , Sibel hanım pek umursamadi. Ardından eliyle Yavuz beyin yüzünü bana çevirdi. " Şaka yapıyorum hayatım. " Diye konuştu.

Elif Ada Alpaydın Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin