Bölüm şarkısı : Central Cee & Dave - Sprinter
Barış Manço - aynalı kemer. (Harika bir şarkı, kesinlikle dinleyin. Çok huzurlu. )
Hepiniz hoş geldiniz arkadaşlar, yeni bölümle karşınızdayım. Okuduğunuz için teşekkür ederim ve şunu söylememe izin verin ; benim için okuyucu sayısı önemli değil , eğlenmek için yazdığım bir kurgu fakat okunduğunu görmek beni mutlu ediyor. Ve beni tek bir okuyucu dahi mutlu edebilir. Teşekürler.
Buyrun başlayalım.
$$$$
Hayatta iki insan türüne inanılmaz ve güvenilmez benim nezlimde ; bir , çok iyi bir insana , ikincisi de iyilik yapmaktan kaçınan insanlara.
Çok iyi bir insana güven duymama çünkü daha kötülükle buluşmamış olmalı ve kötülüğü nasıl karşılayacağı bilinmez.
İyilik yapmaktan kaçınan insanlar, illa birgün kötülüğe yakalanır. Yağmurdan kaçarken doluya tutulmak gibi.
Yağmur benim için iyilikti , Tanrının insanoğluna en büyük iyiliği , çünkü yüzümüze düşen her damlada , düştüğü yeri arındırırdı kirlilikten. Bine bi yüzleşme , yüzün oluşuyor. Ortaya çıkıyor , kendinle yüzleşiyorsun.
Dolu kötülüktü , içi boş kalpler , doluya aşk olduğuna inanıyorum çünkü dolu nereye ve kime düşüceğini hiç düşünmez , oysaki herkes doluyu hak etmez. Kötülüğü hak etmediği gibi , herkes kötülüğü tatmamalı. Hele ki iyiliği hiç görmemiş kişiler.
Ve sorun şu , yağmurdan hiç kaçtınız mı ? Yoksa şemsiye açıp, iyiliğin varlığını mı yok saydınız ? Veya bir dolu parçacığı gibi birilerinin kalbine mi düştünüz ? Acıtmaktan korkmadan çekinmeden.
Ama biliyor musunuz, kötü insanlar daha güvenilir. Bir insandan kötülüğü dahi bekliyorsanız, onu artık sahiden tanıyorsunuz demektir.
Sibel hanım'mın arkadaşı da güvenilmez biriydi. Ben zaten güvenmiyordum o kadına ama Sibel hanım için bir hayal kırıklığıydı. Üzülüyordum onun adına. Sibel hanım gerçek olamayacak kadar iyi bir kadındı, kötülüğü en yakın arkadaşım dediği kadından görmesi de pek hoş olmamıştı.
Oturduğum yerden kımıldamazken , nasıl bir tepki koymam gerektiğini düşünüyordum. Hayır, tabi ki de Sibel hanıma kötü bir tavır sergilemeyecektim , hatta bakarsınız şaşırmış dahi sayılmam.
Ben o kadından bunu bekliyordum.
Beni asıl düşündüren konu , o kadının dediğiydi. Ya ismini verirse ki verecekti. Toplumun yeni oyuncağı, dillerine konusu olmak istemiyorum açıkçası ama zaten nereye kadar gidecekti ki böyle gizli saklı. Üzüldüğüm konu erken olması, yani en azından şu Bursa işi hal olana dek saklanabilirdi.
Tek umduğum haberin pek yayılmaması ama o da imkansız çünkü o tokattan sonra konuşulacağı kesin.
Hepimiz aynı şekilde otururken, kimseden ses çıkmıyordu. Sibel hanımı bekliyorduk bir yandan. Oğuz'lar da burdaydı. Berat beyin bir çekirdeği eksikti çünkü arada laf olsun diye dediği 'ahları , vahları , tühleri ' hiç gerçekçi değildi çünkü kendisi büyük keyif duyuyordu bu kaos ortamından. Gerginlik ona nefes aldırıyordu resmen , çocuğun yüzüne kan gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elif Ada Alpaydın
Teen FictionBilinenin dışında gerçek aile kurgusudur. #Gerçekailem açıklama yok arkadaşlar. zaten hepiniz konuya hakimsiniz diye düşünüyorum. Bu tür kitapların içeriği genelikle hep aynıdır. Bir tanede ben yazayım dedim çünkü neden olmasın ? Yüzeysel olarak ge...