Medyada Elif'in davet kıyafeti var. Siz tabi istediğinizi hayal edin.Şarkı - yok, aklıma gelmedi. Yılmaz Morgül - Ateşe düştüm olsun. Kulaklarınızın pası silinir. Yada Nihat Doğan - antidepresan olsun.
Keyifli okumalar.
(&)
" Pekala , " dedim kafamı iki yana kırarak. Elimdeki kalemi elimde çevirdim ve cevap anahtarını kontrol ede ede , yaptığım matematik sorularını kontrol etmeye başladım. " Hadi bakalım , otuz soru yaptım. Ortalamanın altındaysa sınava girmeye gerek yok, rezil olurum. " Dediğim de kedi kendime konuşuyor olduğumun farkına varmama ve etrafta ki birkaç bakışı üstümde hissetmeme rağmen umursamadım. Soruları kontrol etmeye devam ettiğimde, otobüsün durduğunu hisetmemle , durup kafamı kaldırdım.
Bugün Bursa'daki son günümdü ve şuan sınava gireceğimiz lise'nin önünde duruyordu otobüs. Burdan hemen sonra, zaten eşyalarımız yerleştiği için yola koyulacaktık ve İstanbul'a geri dönecektik.
Şu geçen iki gün boyunca değişen tek şey benim için gün isimleriydi ve zamanın akış hızıydı. O kadar çabuk geçmişti ki , ben ne zaman sınav vaktinin geldiğini bile anlamamıştım. Çok güzel geçen iki gündü ve ben bu süreçte, hocalardan izin isteyip , evden çıkmama kararı almıştım. Hocalar da onayladığın da, Esir'lerle ve Pınar salağı ile karşılaşmak zorunda kalmamıştım. Tabi kendisi bu süreçte boş durmamış , sosyal medya da çığır açarak , dünyanın en mağdur insanı haline gelmişti. Ben ise herkesin nefret ettiği , Alpaydınların şımarık kızıydım. Umrumda değildi elbette ancak bazı yorumlar canımı sıkıyordu.
Özelikle de dış görünüşum Hakkında olan yorumlar. Çok kırıcı ve insanların özgüven lerini zedeleyen cümleler sarf etmişlerdi. Kilolu olduğumu yazmışlardı , sivilceli olduğumdan , burnumun yamuk olduğundan , boyumun kısalığından ve daha sayamadığım bir sürü fiziksel özeliğimden bahsetmislerdi. Hayır, bunların hiçbiri doğru değildi ve takılmamam gerekiyor çünkü güzel olduğumu biliyorum ancak konu bu değildi.
Hani derler ya , güzelliğin dış görünüş ile bir ilgisi yok , önemli olan iç güzellik diye , bence bu tam bir yanılgıydı çünkü bana sorarsanız, güzellik bakışlarda biten bir meseledir. Bir insan güzel görünmek istiyorsa , yüzünü gözünü veya huyunu değiştirmesin , bakışlarını değiştirsin çünkü aynada ki yansımana ne kadar güzel bakarsan , o kadar güzelsindir. Daha da kimse seni aksine inandıramaz.
Ancak bu çok büyük bir özgüven gerektiren, bir durumdur ve bana hitaben yapılmış yorumlar, bakışlarıma karartı ekliyordu. Ne yazdıkları cidden umrumda değil ve ben buna önem vermiyorum ama yaptıkları şeyler , insan psikolojisi üstünde sadece olmuzsuz etkiler bırakmıyordu, bu artık fiziksel olarak ta etkiliyor insanları ve bu şekilde yorum yapan bilinçsiz zorbalar yüzünden çoğu kişi , aynadaki yansımasına bakarken memnun değil.
Eğer benim yerimde bir başkası olsaydı, benim gibi umursamaz bir tavır takınmayabilirdi. Elbette ki içten içe içerlendiği durumlar meydana gelecekti ve belkide günümüzün en büyük problemi olan özgüven sorunu çekecekti. Sonra da yüzüyle oynamaya başlayacaktı. Ben bu konu yüzden bile kadınların estetik yapmasına karşı değilim zira güzelliğin kalıplaşmış birkaç yüz biçimi olduğuna inan bir toplumda , kimse çirkin olmayı göze almaz. Herkes düzgün bir burnum , biçimli bir dudağım, kalkık bir kaşım olsun ister. Çünkü insanlara göre güzellik bu. Nedeni ise besbelli, insanların görünüşü hakkında yorum yapılırsa , güzellik algılarının peşine düşerler. Bu doğru olsun ama olmasın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elif Ada Alpaydın
Teen FictionBilinenin dışında gerçek aile kurgusudur. #Gerçekailem açıklama yok arkadaşlar. zaten hepiniz konuya hakimsiniz diye düşünüyorum. Bu tür kitapların içeriği genelikle hep aynıdır. Bir tanede ben yazayım dedim çünkü neden olmasın ? Yüzeysel olarak ge...