Abi

2.6K 115 39
                                    


Barış Manço: hal hal ( benim bu Barış Manço aşkım. )

Selam arkadaşlar ve keyifli okumalar.

(&)

Bazı zamanlar vardır ki , umut , mucize bir kurtuluş gibi gelir ve o an mucize gibi gelen umutun getirdiği tek şey , hayalkırıklığıdır.

Hayatınızda kaç kere hayal kırıklığı yaşadınız ? Bana sorarsanız hayal kurduğumuz her an kendimizi , kendimizi kırdığımız her an hayal kırıklığı yaşarız. En çokta kendimize kırılırız ki , en çok kendi başarısızlığımıza ağlarız.

Bazen ise dış etkenler neticesinde kırılan hayallerimiz ve heveslerimiz vardı. O vakit kırılacak hickimse bulamadığımızda oturur yine kendimize ağlarız. Aslında insanlar hayatı boyunca en çok kendine ağlar. Bencil varlıklarız zaten , bir ömür boyunca kimse için gözyaşı dökmeye değer görmeyiz. Hoş , bir ömür ağlatacak biri için ağlamak , en büyük kırıklık gibi geliyor.

İnsanlar bazen yalnız kalmak için bile güvenir ve bu kaçınılmaz bir kırıklıktır. Oysaki kimse adına hayal kurmak , en büyük yanlıgıdır. Bir insanın çizgisinden sapıp , başka birine adres vermesi veya alması gibi bir durum. Yol aynı olsa bile varılacak adres bir saplantıdır.

Ayrıca bir konuda anlaşalım ;

Yalnızlık, insanın dertleşecek kimsesi olmadığında değil , dert edinecek kimsesi olmadığında iyi bir tercihtir.

İkisi arasında ki farkı kavradığınızda asıl bahsetmek istediğimin de ne demek olduğunu anlayacaksınız. Bazen yalnız olmak veya yalnız kalmak pekte kötü bir durum değildir. Hele ki dış etkenleri düşünürsek ve olabilir kırıkları önlemek için pek akıllıca bir çözüm yolu olur. Çünkü asıl yalnızlık , insanların kendini terk etmesinde başlar ve biz insanlar, kırıklar olan bir yerde kalmak istemeyiz. Hayal kurmak ise başlı başına bir kırıklıktır. Hayır, hayal kurmayın demek değil bu ancak hayal kurduktan sonra kırıklığını göze alın. Üstelik şuna inanıyorum , bazen hayallerimizi gerçek hayatta canlandıramasak bile , bunun hayali kurmak bir nebi yaşamaktır ve hiçbir şeyin hayaller kadar kusursuz gerçekleşmeyeceğini var sayarsak , üzülmek yersiz bir eylem olur.

Kalabalığın arasından geçerken ileriye doğru hızlı adımlarla , koştum. İnsanlara çarpmaya dikkat etsem de ne kadar başarılı olduğum bilmiyorum çünkü birkaç kişiden yakınma sesi duydum ama şuan durup özür dileyecek vaktim yoktu.

İki senedir bu sınava çalışıyordum kardeşimle ve şu yaptıklarına inanamıyorum! Resmen kardeşimin geleceği ile oynamamışlardı ! O kadar emek verdik , çalıştık. Uğraştık . Ben cidden artık inanamıyordum bu yaptıklarından ve sinirden delirmek üzereydim. Nereye , neden gitigimi bile bilmiyordum ama emin olduğum tek bir şey vardı , kardeşimin onlarla yaşamasına müsaade etmiyecektim!

Okuldan çıkmak üzereyken, bir anda önüme çıkan araba ve ani fren yapmasıyla bende durdum . Tam önümde duruyordu ve çarpmasına çok az kalmıştı. Neyse ki yavaş gidiyordu ki böyle durumlar için alınan bir önlem olduğunu düşünüyordum.

Korkuyla kalbim hızla atmaya başladığın da şöför koltuğunda oturan, kişiyle bakışıyordum. Daha doğrusu Yiğit' le. Burda ne işi olduğunu veya az önce yaşadığım olayı algılamakta problemler yaşıyordum.

Elif Ada Alpaydın Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin