Bölüm 46

445 25 1
                                    

Yarım saat kadar bekledik ve gelen giden yoktu. Kadir " Kimse gelmiyor Demses artık gitsek diyorum " Mesut " Biraz daha bekleyelim ve daha sonra gideriz " Kadir " Biz Dünya'ya dönemeyeceğiz ve burada bu yaratıklara ölüp gideceğiz " Mesut " Dünya'ya döner miyiz orasını bilemiyorum da ben bu yaratıklara ölmem " Kadir " Tamam hadi gidelim kimsenin gelip gittiği yok " Mesut " Tamam hadi gidelim " ve ağaçtan aşağıya indik. Ağaçtan indiğimiz gibi canavarlardan bir düzüne kadarı etrafımızı çevirdi. Kadir " Demses bir planım var de " Mesut " Kafamda farklı bir şey düşünüyorum şu anda " Kadir " Şu anda daha önemli ne düşünüyorsun çok merak ettim " Mesut " Adamların azmine hayran kaldım, bizim burada olduğumuzu biliyorlar ve inene kadar beklemişler, helal yani " Kadir " Ben görünmez olup kaçıyorum seni daha sonra kurtarmaya gelirim, tabi o zamana kadar ölmezsen " Kadir'in görünmez olmasıyla canavarlar bana saldırdı ve gözlerimi açtığımda Kadir ile sürükleniyorduk. Mesut " Ne oldu lan görünmez olup kaçıyordum " Kadir " Hiç sorma tam görünmez oldum kaçıyorum içlerinden biri çok iyi bana geçirmiş olacak gözlerimi açtığımda buradaydım, şimdi ne yapacağız " Mesut " Eski günlerdeki gibi yapacağız, mekan bastığımız günü hatırlıyor musun ? Sen bana adamı göstermiştin bende gerisini halletmiştim " Kadir " Ne yani bunların mekanına gittiğimizde hepsini mi halledeceksin, daha bir tanesinde bile saatlerce uğraşırken " Mesut " Sen orasını bana bırak " sürükleyerek mağara girişi gibi bir yere geldik ve hala mağaranın içine doğru sürüklüyorlardı, mağara aşağıya doğru devam ediyordu, mağaranın dibine kadar sürüklendik ve bu canavarlardan yüzlercesi kadarı vardı ve mağaranın ortasında merdivenlerden bir koltuğa uzanan bir yapının önünde bizi bıraktılar. Kısa saçlı bizim boylarımızda ama yüzü canavarlara çok yakın, mavi renkli zırhlarla donatılmış biri bize doğru döndü ve konuşmaya başladı. Kungligt blod " Who are you ? " Mesut " Hayda, oğlum gezegende tek konuşan adam oda yabancı dil konuşuyor. Senin yabancı dilin var mı ? Benim yok " Kadir " Biraz var çevirmeye çalışırım " Kungligt blod " You hurt my man " Mesut " Ne dedi ne dedi ? " Kadir " Dedi ki sen benim adamlarımla neden dans etmiyorsun ? " Mesut " Şimdi bu yaratık aynen böylemi dedi " Kungligt blod " Siz var yarım saat ne saçmalamak " Mesut " Bizim dilimizi biliyor ve yarım saattir yabancı dili kullanıyor " Kungligt blod " Çevirici kullanmak ben giysiyle " Mesut " Tamam anladık çevirici kullanıyorsun çünkü ben böyle bir lisan görmedim resmen dili sabote ettin , katliam yaptım anasını satayım " Kungligt blod " Kim siz " Mesut " Birader şu giysini bir ara güncelle bu ne biçim konuşmaktır anlamadım gitti " Kungligt blod " Siz kimsiniz ? " Mesut " Birader senin sıkıntın ne anlamadım madem dilimizi çok iyi konuşuyorsun, ne diye yarım saattir lafları geveliyorsun " Kungligt blod " Giysimi güncelledim senin tavsiyenle " Mesut " Burada wifi var mı ? Varsa şifresini söylesene hacı birine bir mail göndereceğimde onun için lazım " Kungligt blod " Ne saçmalıyorsun sen çabuk buraya neden geldiğini söyle yoksa sizi hemen öldürürüm " Mesut " Birader geziyorduk yakıtımız bitti bizde dedik neden bilmediğimiz bir gezegene gidip bakmıyoruz dedik ve şimdi buradayız " Kungligt blod " Siz insan mısınız ? " Kadir " Evet belli olmuyor mu ? " canavarlara seslendi ve daha sonra bize dönüp Kungligt blod " İnsanları hiç sevmem şunları kafeslere atın akşama dövüşe çıkacaklar " Mesut " Bu salağa bakmayın aslında bizde uzaylıyız. Ben mesela Plüton'luyum buda Mars'tan gelme " ama beni dinlemediler ve demir parmaklıklarla kaplı ufak bir yere koydular ve zincirlerle yerden yirmi metre kadar yukarı çıkardılar.

TELEKİNEZİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin