"Potter'ı aldı." dedim öfkeyle koşarak. "Onu mahvedeceğim."
"Ne tarafa gitti hatırlıyor musun?" diye sordu Laura yanımda koşarken.
"Bu tarafa gitti."
Rory bağırdı, "Bu böyle olmayacak süpürgelerle havalanalım."
Süpürgelerimize binip havalandık. Bunu yapmayacaktı. Onu benden almaya nasıl cüret ederdi? Ya yetişemezsem? Ya ona zarar verirse?
"Hayır," diye bağırdım. Öfkem gözle görülür bir boyuta ulaşmıştı. Hançerimi alıp avuçlarımı kestim ve yere indim. Toprağa bastırıp ölülerimi çağırdım. "Annenize gelin ve o kadimden sevgili nişanlımı kurtarın."
Bir hareket, yerin yarılması, ölülerimin yerden çıkmasını bekledim ama olmadı. Bir kez daha vurdum ellerimi toprağa
"Emrediyorum Ölülerim hemen bana gelin."Ses yoktu. Sanki güçlerimi kaybetmiş gibiydim. Rory omzuma dokundu, "Neler oluyor Olivia sorun ne?"
Kanayan avuçlarıma baktım. "Ölülerim çağrıma kulak vermiyor."
Adel korkuyla etrafı taradı, "Bu adadan kaynaklanıyor olabilir. Kadim büyücü adanın gücünü kullanarak güçlerini bastırıyor."
Laura ona katıldı, "O haklı şimdi acele edelim. Potter'ı kurtaralım."
Tekrar süpürgelere bindik. Ağaçların arasından havalandık ve kayalıkların arasından süzülen kırmızı ışıklar görünce acele ederek ışığa doğru uçtuk. İki aslan heykelini görünce bağırdım.
"Buradalar."
Aslan heykellerin arkasında daire şeklinde bir alan vardı. Girişte bizi bir mağara karşıladı. Tuhaf sesler geliyordu. Fısıltı, hayır tartışma, hayır her ikiside aynı anda geliyordu. Asalarımızı kaldırıp koşar adımlarla içeri daldım.
Yedi katlı bina yüksekliğinde ki mağaranın ortasında Potter yerde yatıyordu. Hemen arkasında kadim büyücü bizi bekliyordu.
Basitçe, "Ona ne yaptın?"
"Şimdi uyanır." diye karşılık verdi.
Kadim büyücüyü parçalayacakmış gibi ona doğru atıldım. Kırmızı bir büyü topu bedenimde patlayıp beni yere savurduktan sonra elimi
kolumu zincirle zemine bağladı.Boynumdaki ve bileklerimdeki ateş zincirlerinden kurtulmak için
çırpındım.Rory, Adel ve Laura kadim büyücüyü etkisiz hale getirmek için saldırıya geçtiler. Ama nafile. Ben de gücümü engelleyen yerdeki ateşten zincirleri gevşetmeye çalışıyordum, tekrar tekrar...
Kadim büyücü Adel'i sıkıca tutup yukarı kaldırınca, Rory öne doğru tepkisel
bir adım attı. Adel hüngür hüngür ağlıyor, ittirmek istermiş gibi, hatta
düşürmek istermiş gibi Kadim büyücüye gelişigüzel tekmeler savuruyordu."Seni köpek bırak onu!" Rory sırtındaki Kılıcı alarak metrelerce yükseğe zıpladı, kadim büyücünün yüzünü hedef aldı ve ağır bir darbe vurmak istedi. Ama kadim büyücü onu savurdu. Asasından çıkan taşlar onu kayalara doğru fırlattı.
Laura, "Bu kadar yeter." dayanamayıp Kadim büyücüye doğru hamle
yaptı. Ama kadimin gücü onu da bağladı. Yanımda yere yapıştığında,
kocaman açılan tek gözüyle bir bana bir Adel'e bakarken, dehşete
düşmekte yerden göğe kadar haklıydı.Sonunda zincirleri kırdım. Ayağa kalkıp
Potter'ın yüzü koyun yattığı yerden bir adım uzaklaşarak kadim büyücüye
baktım.Kadim büyücü, "Sen aşağılık bir şey yaptın." diye karşılık verdi. "Ölülerin ile birlikte bize komplo kurdun. Dostlarımı yok ettin. Senin cezan da onlardan aşağı
kalmamalı. Gerçi bunu bir lütuf olarak da görebilirsin. Ölümün efendisi olsan bile binlerce ölen ruhtan daha fazla acı çekeceksin. "

ŞİMDİ OKUDUĞUN
OLİVİA TOM RİDDLE : ÖLÜLERİN DANSI
FantasyBu kitap ikinci seridir. Hogwarts artık yeni bir kötülüğün esiri olmuşken, Karanlık Lordun kızı Ölülerin çağrısına kulak veriyor.