- Sühan.
Arya, duyduğu sesle irkilip aniden arkasına döndü. Odanın girişinde Marin duruyordu.
- Ne arıyorsun sen burada?
Arya, gözlerini kaçırıp derin bir nefes alarak sakinleşmeye çalıştı. Birkaç saniye geçtikten sonra ancak cevap verebildi:
- Odaları karıştırmışım, dinlenme odasını arıyordum.
- İyi misin sen?
- Evet.
- Emin misin?
- Evet dedim ya Marin. Hem sen burada olduğumu nereden bildin?
- Anastasia'ya sordum, o da ikinci kata çıktığını söyledi. Kapıyı aralık görünce de burada olabileceğini düşündüm.
- Her neyse, çıkalım buradan.
Bunu söyledikten sonra Marin'in koluna girip kapıya doğru yürümeye başladı.
- Sühan, neden bu kadar gerginsin? Bir şey mi oldu?
- Bir şey olmadı Marin.
Marin, ne olduğuna anlam veremeden onu takip etti.
•••
Arel, aristokratlarla bir toplantıdaydı ve toplantı bir türlü bitmek bilmiyordu. Her kafadan bir ses çıkarken o önündeki kağıtlara bakıyordu ama aklı başka bir yerdeydi. Arya'nın sabahki halini düşünüyordu. Bu, kalbine bir ağırlık çökmesine neden olmuştu. Onun hakkında bir şey düşünmemeliydi. Bunda adını koyamadığı, yanlış olan bir şeyler vardı ve tek yanlış bu da değildi. Şu anda onun yanında olmak, onu kızdırmak ve tatlı tatlı sinirleşini izlemek istiyordu. Dudaklarını büzüp küskün bir şekilde kollarını kavuşturarak susmaya karar verişini ama bunu çok uzun süre sürdüremeyip yeniden konuşmaya başlamasını... Arya'nın o hallerini düşününce belli belirsiz gülümsedi.
Daha sonra aklına o gece geldi. Neler olduğunu hâlâ anlayamamıştı. Sanıyordu ki Arya da tam olarak neler olduğunu bilmiyordu. Bu düşünceler gülüşünün solmasına neden olmuştu.
- ... değil mi Ekselansları?
Arel, kendisine hitap edildiğini duyunca aniden bakışlarını sesin geldiği yöne çevirdi. Neden bahsedildiği hakkında en ufak bir fikri bile yoktu. Anlamaya çalışır gibi bakarken karşısındaki adam bunu azarlama olarak algılayıp olduğu yere sindi.
Arel, ondan umduğu cevabı alamayacağını anlayınca tek kaşını kaldırıp masadaki diğer kişilere döndü ama kime bakacak olsa teker teker başları öne eğildi. Bunun üzerine derin bir nefes aldı.
- Bir daha söyle.
Adam şaşkın şaşkın Arel'e baktı. Daha sonra kısık bir sesle sözlerini tekrarladı:
- Meydanın yan tarafına büyük bir tiyatro kursak sanatsal açıdan iyi olur demiştim Ekselansları.
Arel, Augustin'e döndü:
- Bütçeden pay ayırabilir miyiz, bir bak. Uygunsa bir sonraki toplantıda konuyu tekrar gündeme getirip neler yapabileceğimize bakalım.
- Emredersiniz Ekselansları.
Arel, daha sonra masadakilere döndü:
- Başka bir şey yoksa bugünkü toplantıyı sonlandıralım.
Başka bir soru gelmeyince ayağa kalkıp odadan çıktı. At arabasına varınca da kuyumcuya gitmek üzere emir verdi.
•••
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zamansızların Ardından
FantasyHayatı, karmaşa ve mutsuzluk içinde sürüp giden Arya, bir gün tanımadığı bir ihtiyardan gizemli bir kitap alır. Kitabı okumaya başladıktan birkaç gün sonra rüyasında kendini, kitabın ana karakterinin yerinde bulur. Yoksa tüm bunlar rüya değil midir?