68

3.9K 151 341
                                    

Asi ve Çağla, Asi'lerin salonundaki koltuğa oturmuş ve karşılıklı kahvelerini yudumlamaya başlamışlardı. Çağla yüzünde son derece mahcup bir ifadeyle beraber mavi gözlerini arkadaşına dikerken, kahvesinden ikinci yudumu da aldıktan sonra boğazını temizlemişti.

"Asi?"

"Efendim Çağla?"

"Bana kızgın mısın?"

Çağla'nın gergin bir şekilde gözlerinin içine bakan gözleri, Asi'nin ona kıyamayarak hafifçe gülümsemesine neden olmuştu. Çağla'ya kızgın değildi tabi ki de.. Onu korumak için öyle davrandığını biliyordu. 

"Hayır, değilim." dedi Asi kahvesini yan taraflarında duran sehpanın üzerine bırakarak. Bu hareketi Çağla'nın da kendi kahvesini sehpaya bırakmasına neden olmuştu. 

"Asi.. Benim kötü bir niyetim yoktu." dedi Çağla elleriyle mahcup bir tavırla oynarken kendisini açıklamaya çalıştığı sırada. "Alaz sana yemekten bahsetmeyince, bir an tedirgin hissettim. O yüzden de onunla konuşmak istedim. Çünkü onun sana bu yemeği söylememesi için hiçbir neden yok. Ama Alaz hiçbir şey anlatmayınca, ben de kendimce seni korumak istedim. Hata yaptım sanırım."

"Kötü bir niyetin olmadığını zaten biliyorum Çağla." demişti Asi arkadaşına rahatlaması için gülümseyerek. "Beni korumak istediğini de.."

"Ama yapmamam gerekiyordu galiba.." demişti Çağla üzgün bir şekilde iç çekerek. "Sen bizi duyup gittikten sonra kendimi berbat hissettim. Alaz'ın senden utanması gibi bir durum söz konusu bile değil inan ki. Ben sadece sinirlenmiştim ve o öfkeyle de saçmaladım işte. Alaz seni çok seviyor Asi. Tahmin bile edemeyeceğin kadar çok.. Senden utanması imkansız." 

"Bütün bunları da biliyorum." dedi Asi arkadaşını onaylayarak. "Alaz'la konuştuk hepsini. Yemekten bahsetmemesinin sebebi başkaydı."

"Niye söylememiş sana peki? Neden saklamış? Neden istemiyor o yemeğe gitmeyi?"

"Kıskandığı için."

"Ne?" dedi Çağla şokla ağzını kocaman kocaman açarak. "Nasıl yani?"

"Ortamdakiler etik ve ahlak yoksunuymuş falan filan.. Bir ton şey söyledi." dedi Asi gözlerini devirerek gülerken. "O da beni onların arasına sokamazmış."

"Aptal herif.." demişti Çağla gülerek kafasını iki yana sallarken. "Tahmin etmeliydim bunu. Geberiyor biri sana yan gözle bakacak diye.. Levent'in doğum gününe gittiğin gece.. Kudurmuştu resmen biliyor musun? Öyle bir takmıştı ki ona o zamanlar.. Anlatsam inanmazsın Asi."

"Levent'i de mi?" diye sordu Asi şaşkınlıkla Çağla'ya bakarak. Ardından Levent'le piyano çalışırken, Alaz'ın bir anda şeker istemeye gelip, sonra da Levent'e kitlendiği anlar gelmişti Asi'nin aklına. Şapşal adam diye düşündü sevgiyle.. Alaz'ın tüm duygularında olduğu gibi kıskançlığı da doruklarda yaşaması şaşırtıcı olmasa da, Asi onun bu şekilde çabuk yaşlanacağını düşünüp gülmüştü. "Sanki mağaradan yeni çıkmış gibi davranıyor cidden. Bu huyunu törpülememiz gerekecek."

"Bu hali çok garip geliyor bana, biliyor musun?" demişti Çağla hafifçe gülümseyerek itiraf ederken. "Yani Alaz'ı sen de tanıyorsun. Dünya umrunda değildir onun. Ama şimdi.. Bir anda tam tersi bir hale büründü. Konu sen olunca her şey değişiyor. Onu anlamaya çalış olur mu? Seni sevdiği için bazen böyle saçmalıyor işte. Lütfen kızma ona."

"Ben onu hallederim. Merak etme sen."

"Özür dilerim Asi." demişti Çağla sıkıntılı bir tavırla derin bir nefes vererek, arkadaşının ellerini ürkekçe tutarken. "İkinizin arasındaki mevzuya karışmamam gerekiyordu. Hem geçmişte, hem de şimdi yaptığım şey hataydı belki de.. Şimdi anlıyorum. Alaz'ın sen gittikten sonra söyledikleri aklımdan çıkmıyor bir türlü. Çok üzgünüm."

Oyun İçinde OyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin