65

4.5K 153 292
                                    


Alaz koridorda bir sağa, bir sola volta atarken bir yandan da Burak'ın mekandaki rezervasyonunu kendisine devrettiği için yeniden teşekkür edişini dinliyordu. Bu minnet dolu diyaloğu basit bir lafı bile olmaz cümlesiyle yanıtlarken, aklında bu konuşmayı bir an önce bitirip sevgilisinin göğsünde uzanmaya devam etmek vardı. Zira Alaz yerini aşırı derecede sevmişti. Ve Asi'nin daha o talep bile etmeden önce saçlarını okşaması karşısında tamamen sıvı bir hal almamak için de kendisini zor tutmuştu. Üstelik başına kondurulan öpücük de cabasıydı. Alaz o öpücükten birkaç tane daha almaya tamamen kararlı bir şekilde Burak'la yaptığı konuşmayı sonlandırmış ve tam da odaya geri dönecekken merdivenlerden çıkan annesinin sıkıntılı sesini işitmişti.

"Şu anda durumu nasıl peki? Tüm değerlerini kontrol ettiniz mi?"

Neslihan merdivenlerden çıkmayı bitirdikten hemen sonra koridorda kendi odasının olduğu tarafa doğru ilerlemiş ve bunu yaparken de elini saçlarının arasından sıkıntılı bir tavırla geçirmişti. 

"Tamam, anladım." dedi karşı tarafı bir süre boyunca dinledikten sonra. "İlacından bir doz daha verin ve sonra değerleri yeniden ölçün. Bana da bilgi ver sonrasında Gülcan. Eğer daha kötüye giderse, hastaneye gelmem gerekebilir."

Alaz çok da ilgisini çekmeyen bu konuşmanın son cümlesini işitir işitmez, kulakları adeta bir av köpeği misali dikilmiş ve beyninde bir anda dönüp duran cin fikirleri onu saniyeler içinde ele geçirmişti. Annesinin hastaneye gitmesi gerekebilirdi. Ve annesi hastaneye giderse eğer, Alaz Asi'yi odasına götürebilir ve yapmak için ölüp bittiği her şeyi yaparak sevgilisinin bayıldığı teninde kendisini kaybedebilirdi. Alaz düşüncelerinin gittiği yön nedeniyle bir anda sımsıcak hissetti. Şimdi yapılması gereken tek bir şey vardı. Annesini evden göndermek.. Ve Alaz tek bir saniye bile vakit kaybetmeden önce harekete geçmiş, o sırada odasına yaklaşan annesinin peşinden hızlı adımlarla ilerlemişti. Her şeyden tamamen habersiz olan Neslihan, Alaz'ın pek de anlamadığı birkaç tıbbi terimli cümle daha kurduktan hemen sonra telefonu kapattı ve ardından odasının kapısını açmak için elini kapının kulpuna uzattı. Tam bu sırada aniden sol tarafında beliriveren oğlunu fark ettiğinde ise korkuyla yerinden sıçramıştı.

"Ay Alaz!" dedi baş parmağıyla damağını kaldırmadan hemen önce. "Öyle hırsız gibi gelinir mi? Ödümü patlattın oğlum."

"Korkma korkma, kim olacak benden başka?"

"Ne bileyim oğlum ben? Boş bulundum bir anda." demişti Neslihan gözlüğünü hafifçe geriye doğru iterken. "Kardeşlerin yattı mı?"

"Abimle yengem Şebo'da kalacaklarmış. Ece de arkadaşında kalıyor bu gece, ki sen bunu zaten biliyorsun. Geriye kardeşlerden bir tek Çağla kalıyor. O da odasında, Asi ile birlikteler. Kız kıza takılıyorlar işte her zamanki gibi."

"İyi bari." dedi Neslihan kafa sallayarak. "Sen niye yatmadın hala? Bugün de işe gittin zaten. Yorulmadın mı? Gidip uyusana."

"Ben de tam uyumaya gidiyordum şimdi." dedi Alaz kafasını yavaşça sallayarak yalan söylerken. "Ama konuşmana şahit oldum da.. O yüzden geldim yanına."

"Öyle mi?"

"Hı hı." dedi Alaz tekrardan kafasını salladığında. "Ne oldu, hayırdır? Hastan mı fenalaşmış?"

"Aynen, Melih Bey. İlaç verdirdim şimdi. Bakalım ne kadar etki edecek?"

"Vah vah. Geçmiş olsun." demişti Alaz hızlı hızlı ön konuşma faslını geçerken. "Ee? Ne duruyorsun hala? Gitmiyor musun bakmaya?"

Oyun İçinde OyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin