düşmanın huzurlu kolları

6K 215 162
                                        

Daha fazla etkileşim içim yorum yapmayı unutmayın.

Birde takip ederseniz çok sevinirim.

Üstüm başım berbat bir haldeydi ve karşısında durup köle olduğumu dinliyordum.

"Sana her şeyi anlatacağım ama ondan önce git bana yemek getir"

Yaşlı gözlerimi elimle silip kafamla onayladım.

Onlar tekrar masalarına geçerken alara için yemek getirdim, yüzüne bile bakamıyordum.

Sessizce gözyaşı döküyordum sadce.

Tepsiyi önüne koyduğumda çatalı alıp yemeğe başladı.

"Git bizim için de getir" diye emir verdi can.

Onların hizmetçisi olmuştum, elimi eteğime getirip sıktım.

Arkamı dönüp gidecektim ki alaranın bileğimden tutmasıyla durmak zorunda kaldım.

"Az önce boşa mı konuştum ben" dedi sinirli bir şekilde, neyden bahsettiğini anlayamadım.

Kafamı kaldırıp gözlerine baktım

ne yaptım bu sefer diye düşündüm ama yine de kendimi onlara hizmet etmeye o kadar alıştırmıştım ki sorunu çözemedim.

"Sadece ben ne dersem onu yapacaksın, yakın arkadaşlarım sana bir şey söylese bile ben izin vermediğim sürece elini bile kaldırmayacaksın"

Korkuyla can'a baktım ama sinirli durmuyordu, sessizce alarayı dinliyorlardı.

"Şimdi git onlara yemeğini getir, bittiktem sonra benimle geleceksin seninle bu konuyu birebir konuşmam gerekecek"

Bileğimi bıraktığında sessizce ordan uzaklaşıp tüm arkadaşları için tek tek yemek götürdüm ama kendim açlıktan ölmek üzereydim.

Sonunda hepsi bittiğinde olduğum herde durdum, alara yemeğini bitirmişti.

"Size afiyet olsun, benim küçük bir işim var" dedi. Bana bakarak.

"Hadi düş önüme" ben ordan hemen uzaklaşmak istediğim için dediğini yapıp yemekhane çıkışına doğru yürümeye başladım.

Nereye gideceğimi bilmediğim için sınaf doğru yürüdüm, o ise kolumdan tutup yönümü değiştirdi.

Soyunma odasının kapısını açıp girince ben de peşinden girdim.

"Kapıyı kilitle" gergince yutkunurken dediğini yaptım.

Beni neden çağırmıştı ki, üstelik bu kıyafetlerle daha fazla okulda duramazdım üstüm başım mahfolmuştu.

"Sen duş mu alıyorsun üzerini mi değiştiriyorsun ne yaparsan yap, karşımda temiz dur öyle gel konuşacağız"

O an o kadar kötü hissetmiştim ki, benden iğreniyordu.

Bu şekilde konuşmak bile istemiyordu ve haklıydı da.

Ben de aynaya bakmak bile istemiyordum.

Fakat ne banyo yapabilirdim ne de üzerimi değiştirebilirdim.

Karşısında öylece dururken sinirli bir nefes aldı.

"Ne duruyorsun, bekledikçe daha kötü kokuyor burası. girsene duşa"

Gözlerim dolarken dudağımı birbirine bastırdım.

Onun gibi bir güzelin yanında kendimi çirkin hissediyordum.

"Dilini mi yuttun" benim yanıma geldiğinde bir adım geri çekildim.

"Neden konuşmuyorsun, ben mi yıkayayım seni. Çünkü daha fazla bu görüntüye ve kokuya dayanamayacağım"

Umudun Yolcusu (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin