Oy vermeyi yorum yapmayı unutmayın lütfen. Yeteri kadar gelmezse bölümde geç gelir
Herkes yerine geçmişti beş dakika sonra sınav vardı ama aklımı kurcalayan bir soru vardı.
Yavaçşa alaraya yaklaştım ve fısıldayarak kulağına doğru konuştum. "Alaraa"
Biraz titremişti, muhtemelen huylandığı için. "Efendim"
"Cana ne gönderdin" canım yüzünde öyle bir korku vardı ki hiçbir şey diyememişti.
"Sonra anlatırım tamam mı?" Kafamla onayladım onu, sınav başlayacaktı ve sınıf konuşmamız için uygun bir yer değildi.
Esra hoca içeri geldiğinde herkes susmuştu, gözleri önce beni buldu sonra tüm sınıfta sert bir ifadeyle gezmeye devam etti.
"Masada kalem silgi dışında başka bir şey görmek istemiyorum, kopya çekenin kağıdını alırım." Herkes onu dinlerken o tek tek optik dağıttı sonra sınav kağıdığını.
Sınavda 4-5 soru zordu diğerleri orta zorluktaydı. Sınavı bitiridim ve optiğe geçirdim her şeyi.
Alara da bir şeyler yapmıştı ama zor sorularda takılmıştı. Geçecek kadar alsa yeterdi. Esra hocanın dersinde kopya vermeye çekiniyordum.
Sınav kağıdığımı hocaya verdiğimde arkamdan elif'te geldi ve kağıdığını verdi.
İkimiz birlikte dışarı çıkarken ben kantine doğru ilerledim ve alaraya nerde olduğuma dair mesaj attım
Elif kantinden kendine bir şeyler alırken ben alarayla olan fotoraflarıma bakıyordum. Yüzümde istemsizce bir gülümseme oldu.
"Sevde konuşabilir miyiz?" Duyduğum sesle telefonum elimden düştü. Saye sinirli bir şekilde bana bakıyordu.
"Seninle konuşacak bir şeyim yok" dedim net bir sesle. Sevgilim olduğunu biliyordu, benden uzak durması gerekiyordu.
"Lütfen sadece konuşacağız" kafamı iki yana salladım, istediğini alana kadar gitmeyecekti. "İstemiyorum"
Herkes sınavda olduğu için kantin sessizdi. "Bak gerçekten sabrımın sonundayım sevde, inat etme de gel benimle"
"Ne diyeceksen burda söyle o zaman" gözlerini sıkıca kapattı ve derin bir nefes aldı.
"İkimiz yanlız bir yere geçip konuşalım" nasıl inatçı biriydi bu ya, beni zorla çatı katına çıkartıyordu sürekli ama artık gitmeyecektim onunla.
"Sevgilimi bekliyorum, gelemem." ellerini sıkıp bana doğru eğildi.
"O seni hakketmiyor sevde, ben seni daha çok mutlu ederim. Sen benim hakkımsın onun değil, seni ilk ben sevdim ilk ben gördüm"
İçimde bir öfke doğarken sadece sustum, onunla konuşmak istemiyordum. Ne dersem diyeyim anlamayacaktı zaten.
"Gel benimle hadi, tekrar etmeyeceğim" kolumu tutmaya çalıştığında elimi çektim.
"Ne yapıyorsun, rahat bırak beni" beni dinlemeyip elimi tuttuğunda ondan kurtulmaya çalıştım.
"Bıraksana, sayee deli misin?" Ondan çok korkuyordum, sikeyim bir daha alaranın dibinden ayrılmayacağım.
"Gel benimle, ondan ayrılacaksın. Sen sadece benimsin" bana bakarak söylediği şeyle gözlerim doldu.
"Bırak kızı" başka biri onu elinden tuttuğunda hemen yanımdaki kişiye baktım.
Elif sayeyi bileğinden tutup itti ve önüme geçti. "Seni ilgilendiren bir konu yok, karışma." Saye dişlerinin arasında elife bağırırken olduğum yerde titremeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umudun Yolcusu (+18)
Lãng mạnBu hikayede akran zorbalığı ve yetişkin içerik bulunacaktır. İki liseli kızın arasındaki olaylardan ilerleyecek. Nefretle başlayan bir ilişki
