"aşkım ne olurrrr" oflayıp kafamı geriye attım, bu inatçı kız beni delirtecekti. "Ya bahçeye çıktık ya, yürü işte. Temiz havada aldın daha ne istiyorsun"
"İki haftadır dışarı çıkmıyoruz, nefes alamıyorum artık" aradan yine bir hafta geçmişti alara bu sefer dediklerimi yapıyordu evet, fazla kendini zorlamıyor korsesini takıyordu.
"İstemiyorum dışarı çıkmak" ben alarayla en fazla okula gidip gelirdim, o da arabayla. "Neden" bu konuyu konuşmak istemiyordum.
"Sadece böylede vakit geçiryoruz işte, sıkılıyor musun benden." Onunla oyun oynasam sürekli yeniyordu, ders çalıştırsam o istemiyordu. Film izlesekte bir süre sonra sarmıyordu artık. Evde yapabileceğimiz her şeyi yapmıştık artık.
"Aşkım ben senden sıkılmıyorum, evde durmaktan sıkıldım" yine kafamı iki yana salladığım "hayır olmaz" hiçbir şey demeden ayağa kalkıp dolaba ilerledi.
Üzerine bol gri bir eşofman üstünede tişört giydi, şapkasını takıp zar zor spor ayakkabılarını bağladı. "Nereye gidiyorsun?" Beni dinlemeyecek miydi yani?
"Bu evde bir dakika daha durursam çıldıracağım, biraz yürüyüş yapacağım, İster gel ister gelme."
"Hiçbir yere gidemezsin" bıkkınlıkla nefesini verdi, onunla tartışmak istemiyordum ama o tek başına çıkamazdı dışarı. "Niyee" dedi tek kaşını kaldırıp
"Çünkü yara-" devamını getiremedim çünkü susturdu beni "sakın yaralısın deme bana, gayet iyiyim. Yürüyebiliyorum. Ölümden dönmedim sevde, kaburgam çatlamış sadece o da çok ufaktı"
"Olsun alara, biraz daha bekle zaten okula gideceğiz haftaya" beni dinlemesi ve tekrar kapıya yöneldi. "Yaa dursana"
Hızla yürüyüp kapının önüne geçtim "çekil hadi, daha fazla sana çıkalım diye ısrar etmeyeceğim"
Dışarı çıkmayacaktık, o saye bizi takip ettiği sürece alarayı tehlikeye atamazdım. "Gidemezsin bir yere, istemiyorum"
"Sen kalabilirsin, ben sana sormuyorum şu an" anlaşıldı gerçekten sinirliydi bana. "Beni dinlemek zorundasın"
"Dinlemek zorunda değilim sevde, sen evde kal ben dolaşıp gelirim" arkadan kapıyı hızlıca kilitleyip anahtarı aldım. O bana şokla bakarken ben hiçbir şey demeden gidip oturdum.
"Şaka mı yapıyorsun" kafamı iki yana salladım, alara beni anlamıyordu. O piskopatın gözü üzerimizdeyken çıkamazdık.
"Aç şu kapıyı, saçmalama lütfen." Kendini tuttuğu belliydi ama ben kararlıydım, onun iyiliği için. "Açmayacağım, bir yere gidemezsin"
Sinirden kızaran yüzü ve öfkeli bakan gözleri beni bur an korkutmuştu, alara içerde kala kala cidden çıldırmıştı.
"Sevde delirtme beni, eve kapatmadığın kalmıştı onu da mı yapacaksın" onu eve kapatmıyordum, bu iş halledilmediği sürece ben hep diken üzerinde olacaktım.
"Alara anla beni, bunu yapamam." Ona en ufak bir zarar gelirse ben artık dayanamazdım. Onun gercekten hayatını kötü anlamda etkiliyordum. Ne kadar mutluyum desede ona zarar verdiğim gerçeğini değiştirmiyordu.
"Sikeyim ya, normal davranamaz mısın artık?" Dediği boğazımda düğümlenmesine sebep olurken gözlerimi çekip önüme baktım.
"Sadece sana zarar gelsin istemiyorum" dedim sessizce, ofladı seslice. Bir süre sustu, sakinleşmeye çalıştı, en nefret ettiği şeydi kısıtlanmak biliyorum ama neden yaptığımı anlaması lazımdı
O da benim dışarı çıkmama izin vermezdi. Buna eminim.
"Bir şey olmaz bana, ondan mı korkuyorsun" onu hafife alıyordu, fakat kim yıllarca takip edildiğini ögrendikten sonra normal davranabilirdi ki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umudun Yolcusu (+18)
Любовные романыBu hikayede akran zorbalığı ve yetişkin içerik bulunacaktır. İki liseli kızın arasındaki olaylardan ilerleyecek. Nefretle başlayan bir ilişki
