Alarayla bu aralar kavga edip duruyorduk, bunu hiç istemiyordum. Biliyorum buna ben sebep oluyordum ama isteyerek yapmıyordum ki.
O böyle başını boynuma gömüp masum masum uyurken onu üzdüğüm için kendime kızıyordum. Korkuyordum, hemde çok. Onu kaybetmekte öyle çok korkuyordum ki her şeyden sakınmak istiyordum alarayı. Hatta kendimden bile.
Her gece bir daha onu üzmeyeceğim diye sözler ediyordum ama bir şekilde yine onunla saçma sapan şeyler yüzünden tartışıyorduk.
Hava aydınlanmak üzereydi ama daha uyuyamamıştım, alara çıplak bedenime iyice sokulup dururken ben geceyi düşündüm.
Kesinlikle bütün sinirini benden çıkarmıştı, vücudum her santimi onun izleriyle doluydu. Kendiside daha yeni uyumuştu zaten ama ben uyumamıştım.
Evet kasıklarım boynum göğsüm dudaklarım her yerim ağrıyordu. Üzerimden tır geçse ancak bu kadar hasar alabilirdim.
Düşündüğüm bir diğer şey ise sayeydi, benimle ne konuşmak istiyordu. Onunla konuşmanın iyi bir fikir olmadığını bilsemde yine de merak ediyordum. Alarayla ilgili miydi?
Onunla konuşursam ya yine alarayla tartışırsam, bunu göze alamazdım. Hayır kesinlikle gitmeyecektim, bilmem gereken bir şey olsa bile ilişkimize zarar verecekse öğrenmemem daha iyidi.
Güneşin ilk ışığı yüzüme değdiğinde gözlerimi kırpıştırdım. Uykusuzluktan yanıyorlardı, daha fazla dayanamayıp gözlerimi kapattım ve kolumu iyice alaraya sardım. Huzur bulduğum biricik sevgilim.
Kendimi uykuya bırakırken tek düşündüğüm alaranın gönlünü almaktı, onun kalbini çok kırmıştım.
^_^
Koluma giren ağrıyla yüzümü buruşturup gözlerimi açtım, sanki kopmuştu. Alara yine aynı şekilde bana ahtapot gibi sarılıp üzerimde uyurken ben kolum için endişeliniyordum.
Ya kangren olup keserlerse, hissedemiyordum çünkü. Diğer elimle alaranın saçını geriye attım, ağzıma giriyordu çünkü.
Onu uyandırıp uyandırmama konusunda kararsızdım, saate baktığında 4 olduğunu gördüm. Biz uyanana kadar gene akşam olmuş zaten. Her türlü uyanacaktı, sabah okula gidecektik.
Belinden tutup hafifçe döndürdüm, huysuzlanıp mırıldandı ve yatakta ilerleyip tekrar üstüme yattı. Nasıl böyle rahat edebiliyordu ki. Kusura bakma sevgilim ama kolum beni endişelendiriyordu rengide morarmıştı zaten.
Hızla onu tekrar geri yatağa yatırdım, o uykusuna devam edince ayağa kalktım. Boşta kalan elimle uyuşmuş koluma dokundum, sanki farklı birinin koluna dokunuyordum.
"Sikeyim off" canımda acıyordu "alaraaa" onun önüne geçip dururken hızlıca üzerime beyaz bir gömlek giydim. Çıplaktım çünkü "Ya alara uyannn" dedim onu sarsarak
Gözlerini yavaş yavaş açarken benimle göz göze geldi, ifademi görür görmez hızla toparlanıp oturur pozisyona geldi. "Ne oldu" endişeli bir şekilde.
Gözlerim hem korkuyla hem acıyla yanarken kolumu işaret ettim. "Kolum uyuşmuş, ağrıyorr" gözlerimden bir yaş düşerken alara yataktan kalkıp yanıma geldi.
"Ya keserelerse, hareket ettiremiyorum" çocuklaşmıştım evet, kim olsa korkardı sonuçta "saçmalama bebeğim ne kesmesi, uyuşmuştur sadece"
"Amaa baksana rengine, zaten dokunduğunda bile sanki şişmiş ve başkasının eli gibi" alara göz yaşımı sildi, burnumu çektim ve ona baktım. "Korkma bir şey yok, hareket ettirmeye çalış, birazdan eski haline döner"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umudun Yolcusu (+18)
عاطفيةBu hikayede akran zorbalığı ve yetişkin içerik bulunacaktır. İki liseli kızın arasındaki olaylardan ilerleyecek. Nefretle başlayan bir ilişki
