Tam bir hafta geçmişti, okula gitmemiştim. Kendi isteğimle seçtiğim üniversite ve bôlüme artık gitmek istemiyordum.
Alara ile aramıza bir soğukluk girmişti yine, ben gitmiyorum diye o da gitmiyordu.
Şu an yine o adamın dersi vardı, alara ise hazırlanıyordu. Bugün okula gidecekti. "Gelecek misin?" Dediğinde onu izlemeyi bıraktım. Önümde giyiniyordu.
Tek başına gidemezdi, hele mert isimli mahlukatla yan yana bile gelemezlerdi. Düşüncem değişmemişti tabiki, daha çok artıyordu.
Yataktan kalktığımda dolaba yôneldim, yine klasik pantolon krop kombini yaparken alaranın bakışlarını üzerimde hissediyordum. Eh bende onu giyinirken izlemiştim.
Bu sefer o da pantolon giymişti, bu yüzden daha rahattım. Onunla uyumlu giyindim, barışmak istiyordum. Belki de ilk adımı ben atmalıydım.
Yanına adımlarken gözlerini gözlerimden çekmedi. Ona doğru eğilip dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Onu öperken o bana karşılık vermedi, dudağını ısırdığımda inleyip karşılık verdi.
"Bana böyle soğuk yapma" dedim dudaklarından hâlâ kopamazken "bunu ben yapmıyorum sen yapıyorsun"
"Ne olursa olsun, ne kadar tartışırsak tartışalım uzak durmayalım birbirimizden" dudaklarımı yine dudaklarına bastırdığımda en son dayanamayıp beni belimden tutup kucağına yerleştirdi.
"Seninle ne yapacağım ben hmm?" Çenemi okşaken yine hasret kaldığım dudakları ôpüyordum. "Beni dinle sadece, bir kere de bunu yapmayı dene"
"Ne istiyorsun, ne yapmalıyım" dediğinde gülümsedim. Kucağında kıpırdandım. gerçeketen sonunda beni dinleyecek miydi?
"Gerçekten dediklerimi yapacak mısın?" Demiştim, kararsızca yüzüme baktı. "Bu sefer böyle deneyelim sadece bir süreliğine, eğer işler iyi gidiyorsa bir kaç şeyi gôrmezden gelip yapabilirim"
"Kısa giyinmeni istemiyorum, en azından çok mini olmasın" dediğimde bir şey diyecek gibi oldu sonra susturdu kendini. Tamam bu yaşına kadar kimse ona karışmamış olabilir. Zaten bu yüzden zoruna gidiyordu ama istemiyordum.
"Mertle konuşma sevgilim, ondan hoşlanmadım" yüzüne yaklaşıp dudağımı ısırdım dudaklarına bakarken. Onu özlemişim, her anlamda. "Tamam mı?" Dediğimde sadece başıyla onayladı.
"Hoşlanmadın mı?" Dedi gülerek "evet, bir de gülüyor sana bakıp" dedim gözlerimi devirerek. "Aşkım, sen önümden biri geçse ona da sinirleniyorsun."
"Ama ne yapayımmm" dedim ona sırnaşırken. "Aşkım çok seviyorum seni" gülüp kafasını iki yana salladı. "Kıskanç sevgilim benim" elini yanaklarıma koyup dudağımı öptü.
"Bebeğim, güzelim" dedi söze başlarken, öpücüğünün etkisinden çıkamazken gôzlerimi kırpıştırdım. "Bak mert denen çocuğu tanımıyorum, konuşmadım bile. Sadece yol sordum. Kafana takacağın biri değil aşkım"
Ondan bahsedince yine kaşlarım çatıldı "onunla konuşmayacaksın" dedim net bir sesle. "Konuşmayacağım zaten, sinirlenme hemen" beni yine öptüğünde sinirimi almak için olduğunu biliyordum.
"Sadece şunu demek istiyorum, kimin ne düşündüğü umrumda değil. Ben sadece seni seviyorum ve sadece senin yanında olmak istiyorum"
"Yine de onlarla iletişime girme" dediğimde gözlerini devirdi. "Sevde gerçekten odunsun aşkım"
"Amaaa onların ne düşündüğü umrumda olmasada benim umrumda, aşkımm onları dövmek istiyorum" içimdeki kıskançlığı engelleyemiyordum.
Dediğime gülmüştü, ben gayet ciddiydim "ya şu an çok tatlısın" normalde sinirlenirdi ama şu an daha sakin konuştuğumuz için gülüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umudun Yolcusu (+18)
RomanceBu hikayede akran zorbalığı ve yetişkin içerik bulunacaktır. İki liseli kızın arasındaki olaylardan ilerleyecek. Nefretle başlayan bir ilişki
