Yorum yapmayı unutmayınızz,
bu kitabın finali ne zaman olur bilmem ama yavaş yavaş sona yaklaşıyor.
Düzenlemeden atıyorum, kelime hataları için kusura bakmayın.
Yatakta sırtımı dönüp uyurken sevde beni belimden kavramış ve kendine çekmişti.
Bugün yaptığı hareketi hatırlayınca yüzümde bir gülümseme oldu, çok hoşuma gitmişti yaptığı hareket.
Beni kıskandırmaya çalışmıyordu, benimle inatlaşarakta ahuyla konuşmadı. Sadece iş konuşmuş, ben bir şey demeden beni sevgilisi ve şirketin gelecekteki sahibi olarak tanıttı.
Laf sokmaya çalışsada çok güzel cevap verip beni asla karşısında ezdirmemişti. Üstelik ikimiz için ev tuttuğu ve ben gelmeden taşınmayacağını söyledi.
Ona ne kadar kızsamda bu ufak hareketler bile ona karşı ördüğüm buz dağlarını eritiyordu.
"Hâlâ odamazı pembe renk mi yapmayı mı düşünüyorsun" arkamdan sessizce konuşurken ellerimi elinin üzerine koydum.
"Pembeyi seviyorumm" benim odam öyleydi, bundan uzun süre önce öyle demiştim ona, unutmamıştı.
"Biliyorum" beni daha çok kendine çekti, açıkçası şu an bir ev düzenleyecek olsam nasıl yapardım bilmiyorum.
"Ama çok güzel oluyor, çok mutlu ediyor beni" dedim. Pembeye karşı zaafım vardı. Odamı bu yüzden ćok seviyordum.
"Seni mutlu ediyorsa o zaman pembe olacak yine odamız." Yaa bu gece ona çok yumuşamıştım ama, dönüp ona sırnaşmak istiyordum.
Hayır alara, olmaz. Sürünecek daha. O kadar kolay affetmem. "Benim istediğim olacak zatenn" daha öncede bôyle anlaşmıştık, bana nasıl istersen öyle olacak demişti. 6 yıl ônce söz vermiş olsa bile unutmam ben.
"Hmmm, zaten bebeğim." Neysee üzüldüm bazı şeyleri o seçebilirdi.
"Evi fazla büyük almak istemiyorum, tatlı bahçeli çok küçük olmayan bir ev nasıl olur"
Daha fazla dayanamayıp ona doğru döndüm, ellerini başına yaslayıp bana üstten bakmaya başladı. "Çok güzel olur"
"Peki ne zaman gideriz" ağzımdan laf alacaktı, tamam kabul ettim ama eğer kendini affettirirse.
"Sana bağlı, eğer sana inanırsam ve kendini affettirirsen gelirim."
"Tamam, beni affetmen için her şeyi yaparım." Elimde olmadan gülümsedim, sevde sırnaşıktı. Ona trip atarsan arkasını dönüp gitmezdi hiçbir zaman. En sevdiğim huyu buydu.
"O kadar kolay olmayacak" onunla böyle konuşmayı özlemiştim. "Biliyorum alaraa, sadece senden birtek şey istiyorum"
"Ne istiyorsun" dedim bende "sevgili değiliz biliyorum ama barışmak için bana bir şans verdin. Bu sürede kimseyle konuşup buluşmaa. Bunu istemiyorum"
"Tamam" dedim yeşil ve parlayan gôzlerine bakıp. "Kıskandırmak içinde yapma" başımı salladım gene. "Tamamm dedim sevdee"
"Yarın akşam müsait misin?" Dilimi dudağımda gezdirdim. "Immh bilmiyorum programıma bakmam lazım" o da güzel gülüşünü bana bahşederken gerçekten kabul edip etmeyeceğimi düşünüyordum.
"Hmmm bak bakalım programına" bara gitmeyi düşünüyordum, alkol alacaktım. Bunu sevdeye sôylesem laf eder miydi acaba.
"Farklı bir planım var" dedim "ne gibi bir planın var" eliyle saçlarımı okşayıp kulağımın arkasına alıyordu ve bu benim uykumu getiriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umudun Yolcusu (+18)
Storie d'amoreBu hikayede akran zorbalığı ve yetişkin içerik bulunacaktır. İki liseli kızın arasındaki olaylardan ilerleyecek. Nefretle başlayan bir ilişki
