Yazım hataları olabilir, kusura bakmayın şimdiden.
Aradan 3 gün geçmişti, hafa sonunu kardeşlerimle gećirmiştim. Şu an kaldıkları yer kesinlikle bizim evden daha güvenliydi. Üstelik melek teyze onlarla ilgilenmeleri için birini ayarlamıştı.
Onların soruşturması ayrıydı, üzerlerinde darp izi bulunduğu için yurtta kalıyorlardı ve onun için babamın ayrı bir davası vardı.
Onlar okuluna devam ediyordu ve bende her gün gidip onları görüyor uzun süre vakit geçiriyordum. Onlarda kaldıkları yerden memnunlardı
Pazar gecesiydi ve yarın yine okul vardı, sabah kardeşlerimin yanına gittikten sonra geç saatte kadar alarayla ders çalışmıştık. Öyleki çok az mola vermiştik ve gerçekten çok yorulmuştuk. Özellikle alara, her ne kadar kaytarmaya çalışsada zorla masa başına getirip çalıştırıyordum
Anlamadığı yerleri ısrarla anlatıyor ve daha çok soru çözmesini istiyordum. "Offf sevde yeter yaa" kalemi kitapa doğru fırlattığında çözdüğüm soruyuda işaretleyip ona baktım.
"Şşşt araya daha 10 dakika var" kalemini eline verip testini bitirmesini istedim. "Ya ağlayacağım şimdi" dedi bana sırnaşırken. "Lütfen sevgilim yeter bu kadar" kafamı iki yana sallayıp süreyi durdurdum. Son bir ay dayanması gerekiyordu.
"Sadece 10 dakika kaldı" birden oturduğum koltuğu çekip kucağıma oturdu. "Çok yoruldum ama" kafasını boynuma gömüp gözlerini kapattı. "Tamam ama ben bu testi bitireyim, olur mu?" Kafasını salladığında kalan son beş soruma döndüm.
O da kucağımda küçülmüş başını boynuma gömüp beni bekliyordu. Uslu uslu durması iyidi, 10 dakikada çözüp geriye yaslandım. Ben de çok yorulmuştum.
"Şu an beynim yokmuş gibi hissediyorum, kalan son beyin hücrelim de sayende öldü sevde" dedi dudağını büzüp. parmaklarımı saçına daldırıp hafif hafif masaj yaptım.
"Ne yapayıp sürekli kaytarıyorsun" ders konusunda ona acımıyordum, bir ara gizlice telefonuyla ilgilendiğinde telefonunu alıp saklamıştım. "Ömrüm hayatım boyunca bu kadar ders çalışmadım"
"Son bir ay kaldı, dayan birazcık" oflayıp kedi gibi sırnaşmaya başladı. "Ne gerek var ki çalışmama, babam parasını verir okula"
"Bunun içinde belirli bir puan alman lazım ya alara" zaten bu kısa sürede halledemezdi dersleri. sadece belirli bir puana ulaşması gerekiyordu özelde okuyacaksa bile. Ben de burslu okumak istediğim için çok yüksek almam gerekiyordu.
"Off daha üniversite mi okuyacağız yani. Bak ne yapalım biliyor musun? ben evde oturayım, sen ders çalış, okula git sonra çalışıp bana bak, nasıl fikir" kıkırdayıp elimi beline koydum.
"Hmm olur sevgilim, evimin hanımı ol ben çalışıp ikimize de bakarım" kafasını kaldırıp güzel gülümsemesiyle gözlerime baktı. "Hanımım mı ol diyorsun yani, bu bir evlilik teklifi mi?"
Kalbim bu lafıyla hızlıca atmaya başladı, onun yanında hep heycanlanıyordum gerçi. "Teklif etsem, bu kadar basit bir şekilde etmem" yüzü düştü sonrada gene kocaman gülümsedi. "Yani düşünüyorsun benimle evlenmeyi, doğru mu anladım"
Bu heycanına seslice güldüm, kulağa çok hoş geliyordu. "Şimdi değil ama ilerde evlenme imkanımız varsa karım olmanı çok istiyorum" dudaklarıma yaklaşıp durdu, yüzümüz çok yakınken cilveli bir şekilde bakıp dudaklarını ısırdı. Kalbim teklemişti.
"Karın ha" bu kelime çok hoşuna gitmişti, benim de dudağımın kenarı kıvrılırken dayanamayıp dudağına bir buse kondurdum. "Olmak istemez misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umudun Yolcusu (+18)
RomanceBu hikayede akran zorbalığı ve yetişkin içerik bulunacaktır. İki liseli kızın arasındaki olaylardan ilerleyecek. Nefretle başlayan bir ilişki
