"özge konuşabilir miyiz?" Aleyna peşimden gelirken içimdeki siniri tutmaya çalıştım.
Onu hala sevip önemsediğimi düşünmesini istemiyordum "ne diyorsan de hemen, acelem var"
"Peki bir yere geçip oturalım istersen" cevap vermeyip yakınlardaki kafeye doğru yürüdüm.
Garsona siparişi verdikten sonra aleynaya baktım konuşması için "dinliyorum" dedim düz bir tonda.
"Bugün olanlar-" gülüp kafamı iki yana salladım. "Bugün ne oldu ki" dedim alay ederek.
"Kızlarla konuşurken bana laf atıyormuşsun gibi geliyor' evet öyleydi ama onun bunu bilmesine gerek yok
"Üzerine niye alınıyorsun ki, ben onların ilişkisi hakkında konuşuyorum"
"Aptal değilim ôzge, anlayabiliyorum"
"Benim için bir şey ifade etmiyorsun, kendini bu kadar önemseme" dedim yüzümü buruşturup
Bu dediğime afallarken bir kaç dakika öylece kalmıştı.
onun evliliğinde mutlu olması beni delirtiyordu, beni salak yerine koyması gururmu ayaklar altına almasını kaldıramıyordum.
Evet 4 yıl gećti evlendi çocuğu oldu ama yine de aynı arkadaş grubunda olup onu görmem unutmamı engelliyordu.
"Yine de arkadaş kalabiliriz, eskisi gibi. Olmaz mı?" Dedi sakince.
"Kocanın midesi alıyor mu böyle bir şeye, ya da senin" iğrenç. Benimle iki yıl yatıp ilişki yaşadıktan sonra bunu kabul edeceğimi mi sanıyordu.
"Özge, onu karıştırıp durma artık" tabi karıştırmayacaktı, ailesi bir zamanlar kızlarının benimle çıktığını öğrense onun için iyi olmazdı tabi.
"Niyeymiş, çok mu korkuyorsun yoksa" derin bir nefes alıp elini alnına koydu.
"Bir şeyleri kabullenip önüne bakman lazım artık, bunca sene geçti. Aramızda ne olduysa unut artık"
Ellerim masanın altından yumruk olurken sesimin titrememesi için biraz bekledim.
"Aramızdakini çoktan unuttum zaten" sesimin böyle çıkmasına küfür ettim, ona bir şey belli etmemem gerekiyordu
Keneime engel olamıyordum, unutamıyordum.
"O zaman öyle davran, senin yüzünden her buluştuğumuzda ortam geriliyor"
"Benim yüzümden?" Dedim sorarcasına "yaptığın ihanet affedilir bir şey mi?"
"Tamamm, özür dilerim. Daha kaç kere özür dilemem gerekiyor"
Bu özürle geçecek bir şey miydi? Beni ne kadar kırdığını bir ben bilirdim.
"Keşke o kadar basit olsaydı" dedim sessizce "ama biliyorum ki kimse yaşattığını yaşamadan ölmez. O günü sabırsızlıkla bekliyorum"
Gözlerimin dolmaması için uğraştım "bu kadar çok mu nefret ediyorsun benden"
"Yüzünü görmek zorunda kalmak bile midemi bulandırıyor, evet bu kadar çok nefret ediyorum"
Benim gözlerimin dolmasını engelleyemezken gôzlerindeki üzüntüyü gôrmemek imkansızdı.
"Sana hiç bir zaman sözler vermedim" bu dediğine sadece gülmüştüm.
"Aptallık senin diyorsun yani" kahvelerimiz gelirken susup garsonun gitmesini bekledim. "Hayır ama, biz sevgili bile değildik"
"Kimi kandırıyorsun sen ya, iki yıl. Tam iki yıl boyunca biz seninle arkadaş mıydık o zaman. Birbirini siken arkadaş mı olur"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umudun Yolcusu (+18)
Roman d'amourBu hikayede akran zorbalığı ve yetişkin içerik bulunacaktır. İki liseli kızın arasındaki olaylardan ilerleyecek. Nefretle başlayan bir ilişki
