Yorumlarınızı alayım gençler, okuyup geçmeyin.
Üniversite tercihlerimizi vermiştik, ilk sırayada alarayla aynı yeri yazmıştık. Geriye kalanları istanbuldaki üniversiteleri. Kızlar bana niye doktorluk seçmiyorsun diyorlardı ama benim hedefim farklıydı tüm çalışmalarımı iş kadını olmak için yapıyordum.
Şu an iki yabancı dil biliyordum ve 3. Bir dil daha çalışıyordum. Melek teyze bana şirkette iş bile verirken niye doktorluk seçecektim ki.
Üç gün sonra davamız vardı, melek teyze bana bir kaç şey imzalattırmıştı. Hiç okumadan imzalamıştım çünkü ona güveniyordum. Kendisi çok başarılı bir avukattı zaten. Hergün gidip görmeye çalışıyordum kardeşlerimi. Umuyordum ki velayeti babamlara vermeyecekti.
Şu an oturmuş alarayı bekliyordum, kızlarla maç oynayacaklardı. Giydiği siyah tişörtü ve siyah şorta baktım. Ne giyse yakışıyordu zaten.
Bu sefer bol ve daha uzun bir şort giymişti altına da dar bir kısa tayt. Bu beni gülümsetmişti. Eski dar şortlarını giyse bile bir şey demeyecektim aslında. "Gidelim canım" ayağa kalktığımda ellerimi tuttu.
Birlikte aşağı indik, alara araba sürmeye başladığına onu süzdüm. Bu fırsat her zaman gelmezdi. Trafik ışıklarında durduğunda aniden bana dônüp ensemden tuttu ve dudağıma yapıştı. "Biraz daha böyle bakarsan arkaya geçmek zorunda kalacağız"
Cevap vermeme bile gerek kalmadan arkadan korna sesi yükseldi. Önüme dönüp ellerimle oynamaya başladım. Susmuştum ve gidene kadar hiç konuşmamıştık.
İçeriye geçerken alara yine sıkıca ellerimi tutuyordu, herkes ısınırken alarada ısınmaya başladı. Banka oturup onları izlemeye başladım, onlar hareket ederken bile ben yoruluyordum. Kayra yerine süpriz bir isim gelmişti.
15 dakika sonra maç başlamıştı. Yağmur özge alara ece aleyna nur ve elif bir takımdı. Karşı takım ise başka bir lisenin kız voleybol takımıydı. Gerçekten iyi oynuyorlardı.
Alara smaçör ve ece pasör çaprazıyken karşı takımın işleri çok zordu. Birde aralarına elif katılmışken. Yağmurda liberoydu ve gerçekten iyidi. Her topu kurtarıyordu. Aleyna ve ôzge orta oyunculardı. Kayra smaçördü ama şu an onun yerine elif vardı oyunda ve son olarak nur pasördü.
Oyun daha başlardayken yanıma biri oturdu. "Merhaba, nasılsın" dedi melis "iyiyim sen nasılsın" dedim karşılık olarak. O da iyiyim dediğinde birlikte yine maça döndük. O nuru izliyordu ben ise alarayı.
Aradan beş dakika geçmemişti ki diğer tarafıma başka biri oturdu. Yavaşça o tarafa döndüğümde gördüğüm yüzle ağzım aralanmıştı "hocam" esra hoca bakışlarını sahadan çekip bana baktı. "Nasılsın sevde" dedi o bu dediğime karşılık. "İyiyim hocam, siz nasılsınız"
"Bende iyiyim canım, geçerken öğrencilerimin maçına denk geldim izliyim dedim" başımı sallamakla yetindim. Şu an melis ve esra hoca arasında çekiniyordum hemde çok. "Sınav nasıl geçti canım" dedi ilgili bir şekilde.
"Çok güzel geçti, şu an tercihlerimi verdim sonuçları bekliyorum" yüzünde tebessüm oluşmuştu. Öğrencilerin başarısı onu mutlu ediyordu. "Sıralaman kaç" içimde heycanım artarken yüzümdeki gülümseme genişledi. "1706 Sıralamam" kaşları havaya kalkarken yüzünde memnun olmuş bir gülümseme oldu.
"Tebrik ederim sevde, gerçekten çok iyi bir sıralamadasın" başımla onayladım onu bende memnundum. Elindeki telefonu bana uzattı. "Numaranı yaz hadi" hiç sorgulamadan numaramı yazdım o bana çağrı attıktan sonra kaydetti. "Böyle başarılı bir ôğrenciyi desteklemek biz öğretmenlerin görevi" dedi göz kırparak. Zaten daha ônce de demişti burs ayarlayacağını.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umudun Yolcusu (+18)
Любовные романыBu hikayede akran zorbalığı ve yetişkin içerik bulunacaktır. İki liseli kızın arasındaki olaylardan ilerleyecek. Nefretle başlayan bir ilişki
