inatçı

1.1K 99 81
                                        

Yorumlarınızı bekliyorum...

Alaranın istediği gibi eve gitmiştim gece, fakat sabah geleceğini sanarken sabah gelmemişti. Şu an saat gecenin sekiziydi. Telefonunu vermiştim ama aramalarımı açmıyordu.

Oflayıp odada volta atmaya devam ettim, melek teyze aramızın iyi olmadığını zaten biliyordu ve şimdi alaranın gelmemesi iyice durumu karmaşıklaştırıyordu.

Dışarda araba sesini duyunca hızlıca pencereye baktım, ece alarayı bıraktıktan sonra geri gitmişti. Alara kapıya gittiğinde aşağı mı insem yoksa odada mı beklesem bilemedim.

En son dayanamayıp aşağı indim, alara önce annesine sarıldı sonra da babasına. Yüzüne tebessüm kondurmuştu ama içten değildi. Merdivenleri yavaşça inerken gözleri beni buldu. "Hoşgeldin"

Cevap vermedi, stresten dudaklarımı dişledim. "Yemek yedin mi canım?" Başını sallayıp onayladı alara. "Yedim anne merak etme" onlardan müsade isteyip yukarı çıkarken bende başımı eğip peşinden gittim. Suçumu biliyordum ve  kendimi kötü hissediyordum.

Odaya girerken alara yüzüme bile bakmadan banyoya girdi, yatağa oturdum ve çıkmasını bekledim. Yarım saat sonra üzerinde bornozuyla ve saçında havluyla çıktı.  Sesimi çıkarmaya korkuyordum çünkü kavga etmek istemiyordum.

Dolabın öbüne gelip vücudunu kuraladı. İç çamaşırını giydikten sonra sırtı bana dönükken bornozunu çıkarttı. Gözüm anlık vücuduna kayarken yutkundum. Sütyen giymeden sadece üzerine bol uzun bir siyah tişört giydi.

Dolabı kapatım bu sefer masaya geçti ve saçlarını kurutmaya başladı, elini kaldırdığında gördüğüm görüntü kalbimin hızlanlanmasına sebep oldu. Gözlerimi çekip başka tarafa baktım.

Sandalyeye oturup bu sefer saçına pembe bir toka taktı, yüzüne krem sürüp yedirirken onu izliyordum sessizce. Bu sessizlik çok korkutucuydu. Aynı babamın benim odama gelmesini beklediğim günler gibiydi.

Yüzüne bir şey sürmeyi bıraktı ve üzerine biraz parfüm sıktı. Ayağa kalktığında kalbim hızlandı, bende hemen kalktım hızla. Yanımdan geçip yatağa girdi, beni görmezlikten geliyordu.

Telefonunu eline alıp bir şeyler izlerken öylece kalakalmıştım, şu an dizlerimi kendime çekip ağlamak istiyordum.

"Alara" sesim kısık çıkmıştı, duyduğundan bile emin değildim. Yanına geçip tam önünde oturdum, bir kere bile yüzüme bakmadı telefonuyla ilgilendi.

Ellerimi zar zor kaldırıp ellerini tuttum, bu sefer gözleri beni bulduğunda yutkundum. İlk defa onu bu kadar sinirli görüyordum. "Ôzür dilerim" başımı eğmiş yüzüne bakmıyordum.

"Dileme özür falan" telefonu yatağa bırakıp ellerini ellerimden çekti. "Öyle şeyler söylememeliydim, özür dilerim" dedim tekrardan. Diyecek başka bir şeyim yoktu, açıklamam bile yoktu. "Nasıl şeyler söyledin, tekrar söylesene" dudağımı birbirine bastırdım ve sessiz kaldım.

"Bundan sonra sana nasıl yaklaşıp sevgilim diyiceğim senin fikrin var mı?" Kafamı iki yana salladım. "Unutamazmıyız sadece, gerçekten çok pişmanım"

"Hayır unutamayız, senin gerçek düşüncelerin bu iken asla unutamayız." Ona biraz daha yaklaşıp tekrar elinden tuttum "aptallık ettim biliyorum, sadece öfkeliydim ama sana değildi" o kafasını iki yana sallarken ellerim istemsizce onun çıplak bacağını buldu.

"Lütfen yalvarırım, uzak durma benden. Böyle davranma" bu kadar soğuk davranması kalbimi bin parçaya bölüyordu. "Sen bana bir aydır böyle davranıyorsun, şimdi anlıyor musun beni" gözlerimden bir yaş düşerken burnumu çektim. Ağlamaktan nefret ediyordum.

Umudun Yolcusu (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin