"ne yapıyorsun" kendimi geri çekmeye çalıştım ama belimi sıkıca sarmıştı. "Lütfen, izin ver"
Başını göğsüme koyup gözlerini kapatmışken ellerimi omuzlarına koyup uzaklaştırmak istedim. Bu doğru gelmiyordu bana, alaranın kulağına giderse çok kötü olurdu.
"Sayee" dinlemiyordu benii, seslice nefesimi verdim. "Uzaklaş dedim" yine uzaklaştırdım.
"Annemi özledimm" dediğinde ellerim durdu, onu itmeyi bıraktım. "Sana sarılınca ona da sarılıyormuş gibi hissediyorum" diye mırıldandı. İlk defa bu kadar sesi kırılgan geliyordu.
Göğsüme inen bir damla gôz yaşıyla ağladığını yeni fark ettim. Aynı 6 yıl önceki gibi, gitmeden önce bana sarılmıştı tekrar böyle.
"Gerçekten ona çok benziyorsun, aynı annem gibi çok güzelsin." Bana olan takıntısı sadece annesi yüzündendi.
"Niye bana hiç şans vermedin ki, hep nefret ettin benden" sesi titriyordu, yutkunmak zorunda kaldım. Onu böyle görmek garip hissettirmişti. Bana karşı kötü geldiğinde aynı şekilde giderdim ama bu şekilde bir şey yapamazdım.
"Gerçekten hiç mi fark etmedin sana olan ilgimi sevde" yeni anlayabiliyordum evet, sadece o değil daha bir kaç kişinin bile ilgisini yıllar sonra anlayabilmiştim.
"Seninle ilgili çok plan kurdum, düşünmek bile geceleri daha rahat uyumama sebep oluyordu ama sen hiç fark etmedin beni"
O içini dökerken ben cevap vermiyordum, veremiyordum çünkü. O zaten bana isyan ediyordu.
Burnunu çekip belimi daha çok sıktı, bana cinsel anlamda yaklaşmıyordu şu an Sarılmaya muhtaçtı. "Yaşamak için tek sebebim sendin sevde"
bu duyguyu çok iyi biliyordum. Zamanında ben kardeşlerim için çabalıyordum. Onlar için hayatta kalmaya çalışıyordum.
"Beni mutlu eden, seni görmemle bile tebessüm etmemi sağlayan sadece sendin." Belki de konusmak için doğru zamandı, artık peşimi bırakması alarayla benim arama girmemesi gerekiyordu.
"O zamanlar herkesten korkuyordum sayee" ofladı hemen "biliyorumm" dedi hafif sinirli bir şekilde "ama ben sana kötü davranmadım ki hiç"
"Sadece uğraşırdın" dediğim seyle kafasını kaldırıp hafifçe gülümsedi. "Bu yüzden mi nefret ettin benden, sadece konuşmuyorsun diyee bir şeyler deniyordum"
Aklıma geldikçe bende kendime kızıyordum, gerçekten sadece onunla sigara içmesi için giderdim yukarı diğer türlü sadece saçıma dokunur bazen açardı beni sinir etmek için. Yani bir şekilde iletişimde olmaya çalışırdı.
"Herkese karşı ön yargılıydım ben, bunu sadece bir kişi bozabildi" alaradan bahsettiğimi anlayınca yüzü düştü, yine koydu kafasını göğsüme.
"Sarılacak mısın daha" kötü hissediyordum, alaraa kızacaktı bana. "Biraz daha kalamaz mısın? Merak etme sevgiline söylemem. Tehtid etmem seni" sesi yine eski haline dönerken derin bir nefes aldım.
"Madem seviyordun niye bana söylemedin" dedim kendimi tutamayıp, sonrada alaraya onu ilk ben gördüm ben sevdim benim hakkım diyip duruyordu.
"Bunu düsünmediğimimi sanıyorsun" anlamıyordum ama ben kendimin her zaman farkındaydım belli ki o da öyle. O zaman niye söylemedi bana bunu. "Merak ediyorum" dedim sakince.
"Çok basit, babam öğrenirse seni yasatmazdı beni de tekrar o yatağa bağlardı aylarcaa" siniri sesinden belli oluyordu, babası yaşasaydı ve karşısında olsa onu tekrar öldürürdü.
İstemsizce elimi omuzuna koydum, acılarımızı kıyaslayamam ama onun yaşadı benim yaşadığımdan çok daha kötüydü. Hafifçe omuzunu okşadığımda donup kalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umudun Yolcusu (+18)
RomanceBu hikayede akran zorbalığı ve yetişkin içerik bulunacaktır. İki liseli kızın arasındaki olaylardan ilerleyecek. Nefretle başlayan bir ilişki
