Kenan ve Yörükoğlu

415 70 637
                                    

Eskitme italyan deri koltuğunda oturan Yörükoğlu; loş ışık veren sade tasarımlı avizenin altında, geniş masasının ortasında bulunan dizüstü bilgisayarında bir görüntüye bakmaktadır.

Sol eli bıyığını sıvazlarken dirseğini masaya dayamış, hafif öne eğilmiş haldeyken sağ elini de koltuğunun sağ kolluğuna dayamış destek alıyordu. Görüntüye bakarken sık sık pozisyonunu değiştiriyor; bazen sağ eli ile bıyığını sıvazlıyor, bazen ise sol eline bu görevi veriyordu.

Arada bir gözlerini kaldırıp karşısında dikilen iki kirli adama bakıyor, onlarda başlarını eğmiş bir vaziyette iken sık sık kaş altından Yörükoğlu'na bakıyorlardı. İllegal olan bu ofiste ki havayı kimse sezemezdi. Acaba Yörükoğlu'nun ruh hali nasıldı ? ve ne düşünüyordu ?

Tüm bunları kaş altından bakarak sezmeye çalışan iki kirli adamdan birisi olan Necmi derin bir nefes aldı. Aldığı bu nefesi verirken ağzından istem dışı bir tıslama duyuldu. Bu sesi Yörükoğlu ve yanında ki kirli adam Vecdi de duymuş ve gözlerini ona dikmişlerdi. Ama onun bu halden haberi yoktu. Ta ki yanında ki kirli adam Vecdinin dirsek vurması ile kendine gelene kadar.

" Ne var? " dercesine mimiklerini oynatıp tepki gösterirken, ona dirsek atan kirli adam Vecdi de mimikleri ile, " neden ofluyorsun? " dedi. Kirli adam Necmi cevap vermekte gecikmedi. " hayır ben oflamadım arkadaş nereden çıkartıyorsun bunu?! " bu karikatürlük iki kafadar hararetle mimikleriyle konuşmuşlardı.

Yörükoğlu ise bu iki avanağı izliyor, sonucu nereye bağlayacaklar diye merak ediyordu. Ama dayanamadı ve patladı. " Yeter ulan! " diyerek ikisini birden susturdu." Çıkın dışarı " diyerek odasından kovdu. " Peki patron " diyen kirli adamlar gerisin geri odadan dışarı çıktı. Bu ikili bir süre dışarıda da didişmelerine devam ettiler.

" yemin ederim adam seçerken IQ testine sokacağım! " diyen Yörükoğlu strese girmişti. Odasının kasvetli havası kara bulut gibi içeride kim bulunursa bulunsun onu olumsuz etkiliyorken bir de dengesiz kişilere tahammül etmesi zor oluyordu. Bir müddet öylece kapıya baktı. Sonra tekrar bilgisayar ekranına odaklandı. Elbette ki ekranda gördüğü mühim bir görüntü idi!

***

Aynı anlarda Yekta da masasında oturuyor ve dün şube müdürü Alaaddin Bey ile yaptığı görüşmeyi düşünüyordu. ' çok üstüme geliyorlar, ben bunları hak etmiyorum. Bunca zamandır Camia içindeyim ve her görevimi alnımın akı ile yerine getirdim. Hiç mi hatırım yok? Ne vardı yani mazur görseniz? Yüz kızartıcı bir suç işlemedim. İhtar vermekte neyin nesi? Hadi onu geçtim bunu sicilime işlemekle tehdit etmek çok onuruma dokundu çok! 'alınganlık gösteriyordu ve bu onu üzüntüye boğuyordu.

***

Kenan da KOM şubede çay ocağında oturmuş çayını yudumlarken, çay ocağının yanan ateşine dalmış gitmişti. Tesadüf o ki, o da bir şeyler düşünüyordu. Çünkü dün Yekta ile olan görüşmesi ilginç geçmişti. ' Yekta bunca zaman hiç bu kadar sorgulayıcı olmamıştı. Ne biliyordu acaba? Benim Sahra ile bir bağım olduğunu düşünmeye devam edecek bu aşikar ama umarım daha derinlere inmez. Yoksa ikimizde bu kuyudan çıkamayız. Allah'ım iki ucu boklu değnek. Şimdi gel de çık işin içinden! ' Düşünceler sarmalı yumak olup zihnini doldururken bu soruları çözümleyecek gücü kendinde bulamıyordu.

***

Yörükoğlu, kirli adamları yeniden odasına çağırdı. İçeri giren kirli adamlardan Necmi kapıyı örttü. Bir müddet bu iki avanağı izleyen Yörükoğlu geniş masasına doğru eğildi. Bilgisayarın ekranını usulca onlara doğru çevirdi. " Beyler bu fotoğrafta iki adam var değil mi ? kirli adamlar da, " evet patron " dediler.

BENİ BUL !Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin