BENİ BUL !

Ya herrü, ya merrü

" İhtiyar bu gün keyfim yerine geldi. Bu silah atışlarına sık sık gidelim diyorum ha ne dersin?" , " elbette gideriz Yekta " , " sanırım sen haklısın hayata dört elle sarılmam gerekiyor. Bu gün o poligonda yaşadığım heyecan beni kendime getirdi. Daha sağlıklı düşünebiliyorum "," böyle düşünmen hoşuma gitti. Yekta bil ki ben senin yanındayım ve her daim destekçinim bunu unutma!" , " sağ ol Azer amca varlığın güç veriyor. Yoksa ben şimdi heder olup gitmiştim. Sana minnettarım "," Yekta şaşırtıyorsun beni "," niye ki? " Yekta ihtiyarın sözlerine cevap verirken ilk defa keyifle bir kahkaha atmıştı. Elbette ihtiyarın gözünden bu kaçmadı." keyfin yerine gelmiş bakıyorum ama en önemlisi kendini toparlamış sın dağınık halinden eser kalmamış. Artık ihtiyar da demiyorsun! ", "olur öyle haller yaşadıklarımı sen biliyorsun!", " tabi ki biliyorum başına gelenlerin tek şahidi benim ", " haklısın Azer amca... Yalnız şu amca kelimesi bana çok samimi gelmiyor. Müsaadenle Azer Baba desem olur mu? ", " gönlünce davran evlat " ihtiyar, Yekta'nın yeni halinden pek memnun kaldı. Onun gözlerinde ki hayat ışığının parlayışını izlemek heyecan vermişti. Günün stresini attıkları terasta, şezlongların üzerinde, ufukta gezinen ikindi güneşinin seyrine dalarak düşünceler eşliğinde kahvelerinden keyif yudumlamaya devam ettiler.

***

" Aç hadi şunu aç! " telefon açılmayınca Kenan iyice köpürdü. " bir kerede zamanında ulaşayım size dişimi kıracağım Vallahi! " boğucu ve yakıcı bir yaz sıcağı ile birlikte asfaltta sıcaktan yanıyordu. Tüm bunlar birleşince aracının kliması randımansız çalışan Kenan isyana gebe bir ruh haliyle yoluna devam etti. Stresinin asıl kaynağı elbette peşlerine düştüğü kirli adamlardı. Onlardan geride kalmıştı ve ne kadar geride olduğunu bilememek canını sıkıyordu. Bu sırada telefona bir mesaj düştü. " ofisteyim Kenan müsait değilim " Kenan gelen mesaja cevaben mesaj yazdı. " kirli adamları bulamıyorum. Acilen yerlerini öğrenmem lazım! " Kenan, Kocaeli / Gebze istikametine giderken yaklaşık bir buçuk saatlik yolun ilk çeyreğini tamamlamıştı ama hala kirli adamlara yetişememişti. Beş dakika geçmişti ki telefonuna gelen mesaj ile bir nebze olsun rahatladı.

" en son konumları bu... " Sahradan gelen bir mesajdı bu ve kirli adamlardan konum öğrenmişti. Kenan onun nasıl öğrendiği üzerine kafa yoracak ruh haline sahip değildi. Mesaj ile gelen haritada görünen o ki kendisi ile kirli adamların arasında yaklaşık on beş kilometrelik bir ara vardı ve bu arayı ivedilikle kapatması gerekiyordu. Boş yolda gaza yüklendi ve devam etti. " hımm on beş kilometre demek, yaklaşık on beş dakika içinde onlara yetişeceğim demek oluyor. İnşallah sağa sola sapmazlar! " Kenan gaza bastıkça azami hız sınırına yaklaşmaktaydı. Normal bir zaman da bu kadar hızlı gitmezdi ama şu an istisnai bir durum vardı ve şartları dengelemesi gerekiyordu.

Yaklaşık on kilometre daha yol giden Kenan," acaba onlara yaklaştım mı? " diye düşünürken, onlara yaklaşabilmek için gittikleri hızın iki katı hız ile yol alması gerektiğini de biliyordu. Lakin bir anda hızını düşürdü. Yolun hemen sağında bulunan dinlenme tesislerinin önünde bulunan park halindeki araçlardan birinin tarifi Sahra'nın verdiği bilgilerle uyuşuyordu. ' acaba beni gördüler mi?' diye düşünen Kenan, sonra bu düşüncesinden vazgeçti. ' nereden görecekler canın mesafe çok uzak! ' ihtimallerle hareket etmemesi gerektiğini bildiği için gördüğü o aracın kirli adamlara ait olup olmadığını öğrenmesi gerekiyordu. O yüzden hızını iyice düşürdü ve yavaşladı. Aracını sağa çekip durdu.

Kenan bir kaç dakika düşündükten sonra aracını geri vitese taktı ve yüz metre gerisinde kalan dinlenme tesislerine sürdü. Aracını yol üstünde tesise yakın bir yere bıraktıktan sonra kimselere görünmeden kirli adamların aracına doğru yürüdü. Kenan kendine Kuytu köşe arıyordu ama her taraf açık alandı. Gözüne taktığı güneş gözlüğü ile başını yere eğerek bir süre yürüdü. Nihayet bir ağaç gölgesi bulmuştu ve ağacın altında durup etrafı kesti. Park halindeki şehirler arası otobüslerin arkasından ilerledi. Dinlenme tesislerinin büyük bir kısmı kafe ve restorandı ve onlarında büyük bir kısmı teras şeklinde açık alandı. Yaz günü olunca açık alan ana baba günüydü. Neredeyse tüm masalar doluydu.