" Ay şekeriiim nasıl olsun saçların ? " diyen şekerim kuaför iri gözlerinin altına kalem çekmiş olduğu halde suratını düşürmüş, alt dudağını üstte doğru bastırarak çenesini büzmüştü. Böylelikle üzgün görünmeye çalışan kız çocuğu gibi görünecekti ama hesaba katamadığı iri cüssesi ile bu durum çok komik kaçıyordu.
Sahra oturduğu kuaför koltuğundan karşısında bulunan aynaya bakıyordu ama arkasında dikilmiş ve aynı aynaya bakan şekerim kuaförün suratını görünce kendini gülmemek için zor tuttu. " O ne surat öyle Allah'ım " dedi mi? dedi tabi ki ama bunu içinden dedi. Yoksa bu kadın azmanı onu çiğ çiğ yerdi. Bir elinde makas diğerinde tarak olduğu halde aynadan Sahraya bakan şekerim kuaför, parmaklarıyla iki taraftan onun saçlarını attırıp duruyordu. Sanki, " hadi bir cevap ver " dercesine baygın bakan gözleriyle Sahra'nın içine düşecek gibiydi. Sahra, " tamam tamam kısa kesim model olsun, sonra boyamak için kızıl renk kullan lütfen " dedi. Şekerim kuaför, " ayyy kız kıyacak mısın bu güzelim saçlara? " üzülmüş gibi yaptı. Sahra'nın saçları yaklaşık dört parmak omuzundan aşağı dökülüyordu.
Bir kadına saçlarını kestirecek kadar zalim iseniz, kadınları sevmeyin azizim. Nedir bu kastınız!
Sahra, " değişiklik istiyorum şekerim buna ihtiyacım var " dediği an yüzü düştü, bakışları donuklaştı ve aynada ki kendine değil de ötelerde bir yerlere bakıyor gibiydi. Şekerim kuaför, " yaa şekerimm " deyip arkasından onu kucaklamış yanağını onun yanağına dayamış baktıkları aynada göz göze gelmeye çalışıyordu. Sahra'nın üzerinde bulunan bütün stres sıkıntıyı koparıp atmak için ona gaz vermeye karar verdi. Kadın dayanışması böyle zamanlarda gerekliydi. Ne de olsa hemcinsi dertli ve üzgündü. Sahra'nın omuzlarında bulunan elleri ile omuzunu iyice kavradı ve hızla koltuğu döndürdü. Sahra ile yüz yüze geldiler. " Şimdi düşündüm de kısa saç sana çok yakışacak hem de kızıl kor ateş vaoov, ayyy çok heyecanlandım kız " dedi. Şekerim kuaförden gazı alan Sahra, " Sahiden mi? " derken yüzüne safça bir gülücük takılmıştı bile. İki elinin parmakları ile saçlarının ucuyla oynamaya başladı. Şekerim kuaför, " geliyorum bekle beni " dedi bir göz kırpıp gitti. O giderken ayakları ile kuaför koltuğunu aynaya doğru çeviren Sahra yeniden uzaklara daldı gitti.
***
Kubilay, KGYS merkezinde Yekta amirinin arkasını kollamakla meşguldü. Lakin Cam 5'de ne Sahrayı görebilmişti ne de Yektayı, ' İkisinden birisi görüntüye takılmalıydı ' diye düşündü ama elbette bu imkan dahilinde değildi. Bunun için gözünü bir an olsun Cam 5'ten ayırma malıydı, lakin asli görevi olan işleri de vardı ve onlarla da ilgilenmesi gerekiyordu . kaldı ki mesaide bitiyordu. Saatine baktı. " yaklaşık kırk beş dakika daha buralarda olurum, olmazsa Yekta amiri ararım bilgi veririm " dedi ve işlerine döndü.
***
Dört siyah araç ve Yekta'nın aracı şehir merkezinin dışına doğru yol almaya devam etti. Harabeye doğru gidiyorlardı. Burası eski bir fabrika yeriydi ve Yörükoğlu'na aitti. Fabrika sahibi biriken borçlarını ödeyemediği için hacizli duruma düşmüştü. Tabi ki uyanık Yörükoğlu boş durur mu? Fabrika sahibinin alacaklısı çoktu ve bu durumda kendi alacağı tutarı tahsil edemeyecekti. Adamı öldürse boşa giderdi fakat o herkesten hızlı davranıp elinde bulunan senetlere mahsuben devlet kurumlarında bulunan adamları vasıtası ile fabrikayı üstüne geçirdi. O gündür bu gündür boş duran tesis, beton duvarlardan ibaret evsiz barksızların mekanı haline geldi.
Konvoy halinde sıra sıra araçlar fabrikanın içine girdi. Demir kapısı sökülmüş bu yerde, işe yarar ne varsa sökülmüş ve sahipsizlikten alınıp götürülmüştü. Arka arkaya dizilen Siyah kirli arabalar, kirli adamların emrinden çıkmıyordu. İlk araçta bulunan şef kirli adam, eli ile diğer üç araca durmalarını işaret etti. Kendisi başını eğerek araçtan indi. Diğer araçları süren kirli adamlar araçlarından inmişler Yekta'nın bulunduğu ikinci araca doğru geliyorlardı. Organizatör kirli adam etrafı kolaçan etti. Sonra gelenlerle birlikte onu araçtan alıp köhne binanın içine soktular. İkinci kata çıkarttıkları Yektayı bir tahta sandalyeye oturttular. Ellerini arkadan bağlayıp başına geçirdikleri torbayı çıkarttıkları zaman hala baygın olan Yekta'nın başı önüne düşmüş öylece duruyordu. Ellerini arkadan bağladıkları için sandalyenin arkalığına takılıyordu. Yoksa Yekta yere devrilebilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİ BUL !
Acción... KGYS merkezi amirlerinden Yekta Tozkoparan sorumlu olduğu bölge kameralarını izleyen ve mesai saatleri içinde asayişin temini için var gücüyle çalışan bir Emniyet amiridir.. Saha da görevli Polis memurları ile koordineli çalışarak iletişim trafi...