BENİ BUL !

Lanet olsun!

Saat, 15:30

Kenan, KGYS merkezine gelmiş ve ziyaretçilere özel olan odada koltuklardan birinde otururken, zihninde dönen bin bir türlü düşünceyle baş etmeye çalışıyordu. Dünkü durumunu hatırladı, Yekta buluşma yerine gelmemişti.

***

Dün, Saat, 21:15

" Yekta seni hergele bari bunu bana yapma! " diyen Kenan,  Yektayı tekrardan arama ihtiyacı duymuştu. Telefonunu eline aldı ve aradığı hatta bir ses, " aradığınız kişiye şu an da ulaşılamıyor, Lütfen sinyal sesinden sonra mesaj bırakınız " dedi. Kenan sinyal sesini duyduktan sonra, " Yekta, burada ağaç oldum geleceksen gel artık! Saat ona kadar mühletin var geldin geldin yoksa ben eve gidiyorum " dedi sonra telefonu kapattı.

***

Tüm bunlar zihninden akarken, danışmada görevli kadın memur Kenan'ın yanına geldi. " Kenan bey Şube müdürü Alaaddin bey sizi bekliyor " dedi. Kısa süren bir şaşkınlıktan sonra Kenan'ın dilinden yere, " neden? " diye bir soru düştü. Memure, " bilemiyorum kendisi sizin geleceğinizle ilgi not bıraktı. Bende burada olduğunuzu söyledim, sizi bekletmeden makamına almamı istedi " nezaketle söylenen bu sözlere, Kenan tebessüm ederek, " Peki " karşılığı verdi. Memure, " Buyurun " diyerek yürüme başladı. Oturduğu ziyaretçi koltuğundan kalkan Kenan, kadının arkasına takıldı. Geniş antre bölümünü geçtikten sonra uzun koridora girdiler. Koridorun diğer ucunda büyük ekranın bir kısmı görünüyordu. Kenan, 'KGYS'nin kalbi orası olmalı' diye düşündü. 

Şube müdürü Alaaddin beyin kapısına geldiklerinde çaycı Mehmet dayıda aynı an da gelmiş; Elinde tepsisi, içinde iki çay ve bir şekerlik vardı. Kenan, ' içeride benim dışımda bir kişi daha olmalı ' diye düşündü. Çünkü tepside bulunan iki çay hazırda bulunan kişilerin isteği olmalı , Kenan daha gelmediğine göre ona ikramını sormadan çay hazır edilemezdi, bu nezaketsizlik olurdu. Bu sırada çaycı dayı kadın memura karşı sırıtarak, " buyurun " dedi ve bir adım geri çekildi. Kapıyı çalan memure, gel işaretini alınca içeri girdi. " efendim Kenan bey geldi " dedi. O esnada Kenan da kapının eşiğinden içeri adım attı. Ayağa kalkan şube müdürü, hafif öne eğildi. Elini uzattı ve "Hoş geldiniz Kenan bey " dedi ve masasının önünde bulunan misafir koltuğuna buyur etti. O da teşekkür etti. 

Şube müdürünün işaret ettiği yere oturan Kenan'ın karşısında da bir kişi oturuyordu. Kenan karşısında ki kişiye bakıyorken,  şube müdürü onu takdim etti. " Kenan bey, Kubilay beyi tanımıyorsunuz sanırım? " diye sordu. Kenan bir Kubilay'a bir de şube müdürüne bakarak, " Evet Alaaddin bey tanışıklığımız yok " dedi. Şube müdürü, " buraya neden geldiğinizi biliyorum onun için Kubilay'ın söylediklerini de canlı canlı duyun istedim " dedi. Bu esnada dışarıda bekleyen çaycı dayı kadın memurun çıkmasını beklemişti. O çıkınca kapıyı örtmesini beklemeden kendisi girmiş ve beklemeye başlamıştı. Şube müdürünün sözlerini tamamlamasını bekledi ve " efendim çaylarınızı getirdim " dedi. Alaaddin bey, " misafirlerimize ver sonra bana da bir tane getir " dedi tebessüm ederek. Çaycı dayı, " hay hay efendim " dedi ve çayları ikram edip çıktı.

Kubilay Şube müdürü Alaaddin beyin yüzüne bakıyordu, "Efendim önce dün neler oldu onu anlatmak istiyorum " dedi. Şube müdürü başı ile onaylayınca devam etti. " Yekta bey uzun süredir bir hanımefendiyi takip ediyordu. Sık sık bu konuda benden yardım istediği olmuştur. Dün yine Sahra isimli bu hanımefendiyi daha önce gördüğü mobese kamerasında gördü. Bunun kendisi için bir fırsat olduğunu ve onu bulmak için bu fırsatı kaçırmaması gerektiğini söyledi. Onu ikna etmeye çalıştım; mesai saatleri içerisinde gitmemesi gerektiğini, daha önce ihtar aldığını belirttim. Sahra hanım konusunda gözünü karartmıştı zaten, beni dinlemedi ve gitti. Giderken de tembihte bulundu; kendisi gittikten sonra, Sahra takip ettiği kamera açısına girerse haber vermem için. Mesai bitimine yaklaşık bir saat kala merkezden çıkmıştı. Bende o saatten sonra Cam5'i takip ettim ama mesai bitiminde bıraktım. İstediği gibi Sahra hanım görüntüye takılmamıştı ama Mesai bittiğini bildirmek için onu aradım ama ulaşamadım. On dakika sonra yine aradım, ama yine ulaşamadım. Şarjı bitmiştir diye düşündüm, geceye doğru merak ettim ve tekrar aradım telefonu yine kapalıydı. Sabah işe gelmediğini gördüm tekrar aradım, yine ulaşamadım ve sayın müdürüm size haber vermek zorunda hissettim. " dedi gözleri bir Alaaddin beye baktı bir de Kenan'a ve sonra gözleri yere düştü.