Sahra ve Yekta taksiden iner !

416 53 329
                                    

Kenan arabasını sürdü, sürdü ve bir boş arazinin kenarında durdu. Dikiz aynasından arka koltukta oturan kirli adama dik dik baktı. Onun pis pis sırıtışı tahammül sınırlarını zorluyordu. Bunun üzerine Kenan dayanamadı. Ani bir hareketle arkasına döndü ve sağ yumruğu ile Necmi'nin ağzının üstüne bir yumruk attı.

Dudağı patlayan Necmi sesini yükselterek, " bunun hesabını vereceksin patrona ", buna daha çok sinirlenen Kenan, " ne hesabı lan " deyip ağzının üstüne bir tane daha patlattı. " hergele siz ne yapmaya çalışıyorsunuz anlat bakalım? ! senin Yekta'nın çevresinde ne işin var? "

Kirli adam Necmi alınganlık gösterir gibi camdan dışarı bakıyor dişleri ile dudaklarını kemiriyordu. Cevap veremedi ve öylece bir müddet suskun kaldı. Bu Kenan'ın canını iyice sıkmıştı, dayanamadı kirli adamın başını tutup cama vurdu. " Beni aşağı indirme senin için çok kötü olur!" derken, hiddetle bakışlarını ve işaret parmağını onun suratına doğru dikti. "Bir daha soru sormayacağım. Bana her şeyi olduğu gibi dosdoğru anlat! "

" tamam tamam sakin ol " diyen kirli adam Necmi'nin acısı yüzünden okunuyordu. Canının acıdığını belli edercesine - uff puff - diyordu. Konuşmaya başladı. " Senin ofise geldiğin gün, patron, Yektayı takip etmemi istedi. Çünkü senin ona engel olamayacağını biliyordu. Sahradan uzak durması için Yektaya benim engeller çıkartmam gerekiyordu, bende yaptım "

Kenan, " Ne yaptın? " derken kaşlarını bir kat daha çatmış kirli adam Necmiye bakıyordu. Kirli adam Necmi, " Aracının lastiğini patlattım " Kenan alaycı bir gülüş takındı. " Tüm bulduğun çözüm bu mu ? en basit bir işi bile eline yüzüne bulaştırıyorsun. Deşifre olursan ne olur biliyor musun? Yörükoğlu seni yaşatmaz ve hepimiz güme gideriz "

Bu sözlerden sonra kirli adam hafif öne Kenan'a doğru eğildi ve, " bırak ben kendimi düşünürüm! sen belli ki Yekta ile Sahra konusunu konuşmamışsın. Yörükoğlu bu duruma ne der sence? Hem er ya da geç Yekta bu durumu öğrenecek ya da birilerinden bunu duyacak ! " dikiz aynasından birbirini kesen iki adam bir müddet sonra buna son verdiler.

Kenan aracını çalıştırdı ve tekrar yola çıktılar. Kirli adam Necmi gözlerini camdan dışarıya daldırmıştı. Belli ki Yörükoğlu'na vereceği cevapları zihnine sıra sıra diziyordu. Uzun yollar gidildi.  Boşluğa, havaya, her zerreye, zihinlere, kalplere ve de akşama karanlık çökmüştü. Kenan, KOM şubeye gitmekten vazgeçti ve ani bir kararla kirli adam Necmi ile birlikte Yörükoğlu'nun illegal ofisine gitmek için farklı bir yola saptı.

Bir müddet gittikten sonra aracını karanlık bir ara sokağa sürdü. Sessizce bekleyip etrafı kolaçan etti. Sonra elli metre daha gitti ve aracını yolun sağına park edip durdu. Aracından inen Kenan, arka koltukta oturan elleri kelepçeli kirli adamı kolundan çekerek arabadan indirdi. Aracın kapılarını örterek daha önce de geldiği ve Yörükoğlu'nun bulunduğu binanın girişine doğru yürüdü.

Onun gelmesiyle birlikte önünde durdukları yapının dış kapısı açılmıştı. İçeriden çıkan kirli adamlardan birini, o daha ağzını açamadan susturdu. Elinin tersi ile geri iterek içeri girdi. İkinci katta bulunan odasına doğru çıkan Kenandan haberdar olmayan Yörükoğlu, Kenan merdiveni yarıladığı zaman kapı aralığından görülüyordu. Bir hışımla kapıyı iten Kenan, Elleri kelepçeli kirli adamı odanın ortasına doğru fırlattı. Hiddetle, " Bu fare olmaması gereken yerde geziyor Yörükoğlu ! " dedi.

Yörükoğlu ise  gayet sakin bir şekilde konuştu, " Ailem burada " gözleriyle ( L ) şeklinde olan ofisin diğer kısmını işaret etmişti. Bu sırada, " dedeeee " diyerek diğer uçtan koşup gelen Küçük Yekta, dağ gibi dimdik olan  Kenan'nın ayaklarının dibinde durdu. Başını kaldırıp baktığında Kenan'ın  yüzünü ancak görebildi ama onunla birlikte gerisin geri sendelemişti. Tam düşecekken küçük Yektayı kavrayıp kucaklayan Kenan, " küçük adam dede ziyaretine mi gelmiş? " deyip onun göğsünü gıdıkladı. Tatlı bir gülüş atan Yekta, Kenan'nın burnunu sıkarken o da Yörükoğlu'na bakıyordu.

BENİ BUL !Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin