Epizodik

108 17 129
                                    

" Yekta bey " , " efendim canım " , " Çiğdem hanım sizi bekliyor " , " hemen geliyorum " diyen Yekta dürtüleriyle hareket ediyordu. İhtiyar, belli ki Yektaya hızlı bir şekilde değer yargıları yüklemek istiyordu ki , ivedilikle yerinden kalkan Yektayı kolundan tutup yerine oturttu. Sonra asistan kıza gülümseyerek, " tamam evladım hemen geliyor " demiş asistanın uzaklaşmasını beklemişti. " canım ne lan? Yekta sınırlarını belirle artık . Öyle herkese canım cicim diyerek sulanmanın alemi yok . Bir kendine gel! Psikolog Çiğdem hanımın yanında da çirkinleşme lütfen . Bunu yapabilirsin değil mi ? "  demişti. Bunun üzerine Yekta kaşlarını çatmış , kolunu İhtiyarın elinden kurtarmak için hızlı bir hareketle çekmişti. Yeni ergen bir erkek çocuğu gibiydi. " Sen benim babam mısın arkadaş ? " dedikten sonra  ihtiyarın yanından uzaklaştı ve asistan kızın yönlendirmesi ile psikolog'unun odasına geçti.

İhtiyar çok belli etmese de  Yekta'nın son sözleri üzerine şaşırmış ve bir o kadarda o sözlere alınmış, yüzü düşmüştü. " ben bunun iyiliğinden başka ne istiyorum ki ? " demiş olsa da o asker adamdı, psikolojik harbe karşı eğitimliydi ve elbette Yekta'nın dengesizliği karşısında üzülecek değildi. " eee Yekta efendi  her koyun kendi bacağından asılır, ben sana karşı bir sorumluluk hissettim ve bu sorumluluğumu sen en iyi hale gelene kadar devam ettireceğim. Sonra sen yoluna ben yoluma! " kendi kendine konuşurken Yekta yanında oturuyormuşçasına  ona el kol hareketleriyle ifade ediyordu. Yanına yaklaşan asistan kızı  fark etmedi. " efendim bir şeyler içmek ister misiniz? çay, kahve, meyve suyu ? " isteğini soran asistana, " ha evet, hanım kızım mümkünse çay alayım,  şekere gerek yok " demiş  ona gülümseyip yanından uzaklaşmasını izlemişti.

***

Kenan , benzin istasyonunda görevli kasiyer kızın telefonla aramasından sonra zaman kaybetmeden aracına binip yola çıkmıştı. Yörükoğlu'na karşı planlarını işletirken, diğer yandan da Yekta'nın, Yörükoğlu'nun elinde  olduğunu sanıyordu. Bir diğer ihtimali düşünmüyor da değildi; Yörükoğlu ve kirli adamların benzin istasyonuna gittiği gün onları takip etmiş ve Yörükoğlu'nun öfkelenmesini görüp Yekta'nın onun elinden kurtulduğuna kanaat getirmişti. Fakat, ' Kurtulsa bile Yekta ortalıkta olmalıydı. En azından bana ulaşmalıydı ' diye günlerce düşünmüş işin içinden çıkamamıştı. Korku ve ümit insanı diri tutan iki soyut ama gerçek bir kavramdı. Sadece ümit etmek ön görüsüz kalmaya, sadece korku ile yaşamak ümidin kırılmasına ve gerçeklerden sapmaya sebep demekti. Kenan ise bu dengeyi bozmuyordu.

Uzun bir yol gittikten sonra nihayet benzin istasyonuna gelen Kenan, istasyonun market kısmına girerken kasiyer kız onu görmüş ve gülümsemişti. " Kenan bey hoş geldiniz birazdan sizinle ilgileneceğim " demişti. Kasanın önünde müşteriler vardı ve  Kenan onların gerisinde beklemeye koyuldu. Müşteriler gidince, " kolay gelsin  " demiş kasiyer kısa gülümsemişti. " sağ olun " diyen kasiyer canlı bakan gözleri ile sağa sola baktıktan sonra giydiği kot pantolonun arka cebinden bir flaş bellek çıkarttı ve onu Kenan'a uzattı. " bu flaş bellekte ki görüntülerde ne var izledin mi ? " diye sordu , kasiyer, " Kenan bey o an strese girdiğim için çok dikkat edemedim ama sadece istasyonun girişini çeken kameranın iki günlük kayıtlarını aldılar . İki kişi gelmişlerdi ve birisinin, " büyük ihtimal tırlardan birine bindi .Herkes binek aracına böyle yetişkin erkekleri almaz ' dediğini hatırlıyorum " dedi. 

Bunun üzerine gözleri parlayan Kenan  gülümsemiş , " hımm demek öyle. Bak bu bilgi çok iyi oldu. Teşekkür ederim çok yardımcı oldun bu özverili davranışın için seni takdir ediyorum "  dedikten sonra kasiyer kıza tokalaşmak için elini uzatmıştı. Kasiyer, " ne demek Kenan bey her zaman "  demiş  oda elini uzatmıştı. Bir süre bakışıp tokalaştıktan sonra Kenan , " peki ben gideyim artık . Ha bu arada, bu flaş belleğin ücreti ne ise onu ödeyeyim " demişti. Kasiyer kız, " hiç önemli değil raflarda vardı biri alıp kullandım ben ücretini kasaya koyarım "  konuşurken saçıyla oynayan kasiyer , Kenan biraz daha orada kalsa , ona abayı yakacaktı. Durumu fark eden Kenan , "  olmaz öyle şey " demiş ciddi bir eda ile onu zorlayıcı olmuştu. Kasiyer, " tamam  45 tl " dedikten sonra cüzdanı elinde hazır bekleyen Kenan içinden 50 tl çıkartıp kasiyere uzattı. Para üstünü beklemeden, " üstü kalsın " demiş ve cüzdanını cebine koyup kapıya yönelmişti. Kasiyer kız, " yine bekleriz " derken alıklaşmaya başlamıştı. Kenan, " kolay gelsin " dedikten sonra kapıdan çıkıp gitti. Kasiyer kız, Kenan giderken ardından, eliyle saçlarıyla oynarken, onun gidişine hayran hayran bakıyordu.

BENİ BUL !Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin