Bu benim!

57 13 69
                                    

Sorgu memuru, " devam et, devam et Sancak ile aralarında geçen diyalog neydi? ", " pek anladığım söylenemez güncel konular işte. Siyasetten, sınır ötesi operasyonlardan falan bahsediyorlardı. Bir ara hayvanlardan bahsettiler, içinde hayvan isimleri geçen cümleler kuruyorlardı. Kendi kendime, " bende ihtiyarlayınca bunlar gibi mi olacağım belgesel izlemekle ömrüm geçecek sanırım" demiş  gülmüştüm. O anda Sancak'ın bana ters ters baktığını fark etmiştim " , " öyle mi? "," demek sınır ötesi operasyonlar " , " yani evet. Bu normal bir şey değil mi? Yanı başımızda Suriyede savaş var Irak desen karışık! "

Sorgu memuru Yekta'nın bu haline alaycı bir üslupla cevap vermişti. " cidden Azer hakkında hiç bir şey bilmiyorsun değil mi? "," ne bilmem gerekiyor? "," adam örgüt lideri örgüt! " sorgu memuru elinin tersi ile metal masaya vurmuş gözlerini belertmiş ortama öfkesini salmıştı. " cidden bir yanlış anlaşılma olmalı tüm bu fotoğrafları saymazsak o öyle birisi değil inanın! " Yekta şaşkın bir şekilde  eliyle önünde ki fotoğrafları göstermişti. " O gördüklerin bir şey değil. O azılı bir katil biz onu yakalayamazsak bir çok yerde bombalı eylem düzenleyecek! " bu cevap üzerine  Yekta gayri ihtiyari gülmüştü. Sorgu memurunun öfkeli bakışı ile gülüşünü sessiz sedasız tamamlayıp sustu. " İskenderun'a geldiniz ya sonra...! "

" ara ara olsada, uçakla seyahat ettikten sonra ya da şehir ve iklim değişikliğindenmidir bilmem benim sarsıntılar hala geçmemişti bir çocuk gibiydim. Zihnim bomboştu. Sadece Sahra ve Cam 5 kelimeleri dilimde dönüp duruyordu. Hala da öyle. Sanki bu kelimeleri tekrarlamazsam kendimi iyi hissetmeyecekmişim gibi. İhtiyar İskenderun'a gelişimizin üstünden bir hafta geçtikten sonra bir gece, " ben eve geç gelebilirim bekleme sen yat " dedi. Sabah kalktığımda evin kapısına bir not asılmış olarak buldum. Kapının iç tarafında asılıydı. Kapıyı açacağımı düşündüğü için en görülebilir yer olarak orayı seçmişti anlaşılan."

Memur, " o notta ne yazıyordu? " diye sordu. Yekta, " kısa bir veda yazısıydı. " Hakkını helal gitmek zorundayım" falan yazıyordu. Ha bir de , bir miktar para bırakmıştı." Memur, " ne kadar? "diye sordu. Yekta, " Yaklaşık beş bin lira " dedi. Memur, " üç aydır onu mu harcıyorsun? " Yekta, utana sıkıla söyledi. Elleri istemsiz hareket ederek, "evet " dedi. Memur, " ondan sonra görmedin öyle mi? " diye sordu. Muhbirlerden alınan bilgilerde Yektanın dediği tarihten sonra bir çok kez Suriye sınırından giriş çıkış yaptığı saptanmıştı.

Memurun gözlerinin içine baktığı yekta çok rahattı. Sanki karşılıklı muhabbet ediyormuş gibi her sorulana cevap veriyordu. " Maalesef görmedim bana çok hakkı geçti "dedi gözleri masaya düştü. Yektanın bu halinde ki samimiyeti gören Memur onun ihtiyar ile daha doğrusu Azer ile rastlantısal bir birlikteliği olduğuna kanaat getirmişti. Ama emin olamazdı tabiî ki ve o anda kapı çaldı. İçeriye giren memur, daha önce Yektanın parmak izini alan memurdu ve söyledikleri Sorgu memurunu şaşırttı.

" Efendim parmak izi taramasından bir sonuç çıkmadı. Aranan suçlular listesinde de yok adam temiz görünüyor " dedi. Sorgu memuru , " peki " dedi ve göz kırpıp diğer memuru yolladı. Yektaya eğildi omzunu sıkıp, " sen kimsin adamım? " dedi. " İstihbaratçı misin, nesin? " diye kelimelerin üstüne çöke çöke sordu. Yekta burnun dibine kadar sokulan memura yüzünü döndü gözlerini belertti. " Vallahi yok her şeyi olduğu gibi anlattım! " dedi. Memur masanın üstünde bulunan dosyayı almak için eğildi. " umarım öyledir daha seninle işim bitmedi! " dedi ve arkasını dönüp kapıya yöneldi.

Yekta, " Belli ki o harabede ne yaptılarsa bana çok şey yaptılar. İhtiyarın dışında hatırladığım iki tane daha yüz var. Ben o anlarda kamyon çarpmış gibi acı çekiyordum, sarsıntı içindeydim. Karşımda oturan bir adam vardı. Kısa sakallı yine ihtiyarın yaşlarında bir şeydi sanırım. Bir de çok sırıtan çirkin bir adam.. " dedi. Memur bir eli kapının kolunda olduğu halde yan tarafından göz ucuyla Yektaya baktı. " güzel " dedi yüzüne zeki olduğunu belirten bir gülüş takındı. " Sen hatırlamaya devam et " dedi ve ekledi ." Yakında seninle kısa bir yolculuğa çıkacağız! "

BENİ BUL !Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin