Mine çalışma odasına girdiğinde onları işe gömülmüş buldu. Üstünde çalıştıkları konu kendi bölümü ile ilgili değildi. O daha çok eğlence sektörü ile ilgili yatırımlarla ilgileniyordu.
Necdet Bey, şirketlerin genel hatları ile üçe bölünmesini istemiş, turizm ve eğlence sektörünü Mine'ye, madencilik sektörünü Sedef'e bağlamıştı. Kendisi ise gıda ve hayvancılıkla ilgili şirketlerin işlerini daha yakından takip ediyordu. Ama her iki kızı da diğer işleri mutlaka takip ediyor, kimse konulardan bihaber çalışmıyordu. Büyük sözleşmelerde imza yetkisi dört kişideydi. Dördünce kişi holdingin genel müdürü Yiğit Uçar'dı.
Bu dört kişiden en az üçünün imzası ile sözleşmeler kabul görüyordu. Başlarda kızlar için aşırı bir tedbir olarak gözükse de zamanla bu tarz imza olayının ne kadar doğru olduğunu rakiplerin yaşadığı olumsuzluklarla görmüşlerdi. kendi başlarına gelmemesi için alınmış tedbirlerin zararı olmazdı.
Okulun son iki yılında ikizleri holdingde çalışmaya ikna etmişti. Babasının zamanında kendisine yaptığını büyük bir zevkle kızlarına yapmış, işe en alttan başlatmıştı. Elbette bu filmlerde işlendiği kadar komik ya da eğlenceli değildi. Gerçekten iş başı eğitimi alıyorlardı. Aslında kendi elemanları olan kişilerin denetiminde, onların değerlendirmeleri ile her kademede çalışmışlardı. Hem staj hem de şirketin yaptığı işleri öğrenme anlamında çok faydalı olmuştu. Okuldan aldıkları eğitime, dedelerinden ve kendisinden aldıkları yönetim meziyetlerini eklemişlerdi. Aradan geçen yıllar sayesinde kızlarının kararlarına güveni artmıştı. Birçok işi onların omuzlarına bırakabiliyor, iş takiplerinde kendisi pek fazla rol oynamıyordu.
Mine, Sedef'in kağıtları topladığını görüp yanlarına gitti. Kendi işi zaten bir iki kontrol gerektiriyordu. Önemli işin en azından içeriğini öğrenmek için neler olduğunu sordu. Son gelişmeleri de bilirse herkes kadar bilgiye sahip olacaktı. Sedef yanıtladı ikizini, "Bor madenlerimiz için teklif yapanlarla son toplantımız bugün. Son kontrollerimizi yaptık. Enerji uzmanlarının da raporlarını ekledik. Onların teklifine karşı bizim hazırlığımız daha değerli oldu."
"Satmaya mı karar verdin baba?" Mine, babasının kolay kolay karar değiştirdiğini bilmezdi. yine de daha öncekilerden daha detaylı bir hazırlık yapıldığını anlayacak kadar onu tanıyordu. Acaba karar değişmiş miydi? Dosyanın içeriğini bildiği içindi bu tepkisi. Gerçi Necdet Beyin yüzünü görünce yanıtın olumsuz olduğunu anlamıştı. Kararı değişmemişti.
"Hiç niyetim yok. Ama adamların teklifi gerçekten çok iyi. Neredeyse holdingin değerinin dörtte biri gibi bir rakam verdiler."
"Çok iyiymiş. Ben o kadar çok olduğunu düşünmemiştim."
"Evet çok iyi."
"O zaman neden satmıyorsun?"
"Çünkü 'fazla' iyi. Anladın mı? Fazla iyi!"
Mine, babasını kızdıracağını bile bile "Tamam, satalım o zaman." dedi.
Necdet Bey kapıya doğru ilerlerken konuşuyordu, "Sedef, şu ikizini al başımdan. Ne demek satalım? Satmıyorum, onu da açıkla sana zahmet. Ben karımla vedalaşıp geliyorum." Necdet, bıkkın suratla diğer kızına bakıp oflayarak çıktı odadan.
Mine, babasının çıkmasından sonra son kez masanın üstüne bakıp, kalan evrak olmadığından emin olan Sedef'e döndü. "Rakam gerçekten o kadar büyük mü?"
"Evet, canım ve satmıyoruz."
"Neden? Daha büyük teklif mi var?"
"Babam orayı satmayı hiç düşünmüyor biliyorsun. Daha fazlasına satacağını sanıyor musun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Korkutan Miras
General FictionBüyük bir holding ve onun başında babasından devraldıklarını devam ettiren Necdet Söğüt Genç eşi Esra ve ilk evliliğinden olan aynı zamanda birlikte çalıştığı ikiz kızları... Milyarlarca dolar değerindeki şirketin başı belada... Tehditlerin ardı ark...