Üç gün sonra Bora tatilden dönmüş, ertesi gün için görüşmeye onay vermişti.
"Neyin tatilini yaptı acaba?"
"Öyle deme, o parti senin, bu parti benim gezerken yoruluyor. Dinlenmesi iyi olmuş."
Mine, kahkahasının ardından, "Sen de haklısın da bir de bununla ortak iş yapmak istiyorsun, işte orada hak veremiyorum sana."
"Onu artık iş adamı yapacağız. Biraz kendine gelsin. Başkalarının yönettiği şirketle nereye kadar? Evlense çocuklarına ne bırakacak?"
"Aman o evlenmesin, hele baba hiç olmasın. Kendi gibi bir sürü tembel çocuğu olur."
"Seni utandıracak."
"Keşke, utandırsa, inan razıyım. Büyük ortak biz olalım da denetlemesi kolay olsun."
"Olabilir, konuşuruz."
"Nakit kullanmak yerine şu madenlerin satışını mı ayarlasak? Hazır konu gelmişken daha ne kadar düşüneceksin?"
Sedef, mazeretleri sıralamak için fırsat kolluyordu, nihayet ayağına gelmişti. "O madenleri şimdi satarsak çok zarar ederiz."
"Niye? Zaten ana damarları kullandık. Bir bu kadar daha ürün alır mıyız bilmiyorum. Bence hazır talip varken satalım." Bir yere kadar doğruluk payı vardı. Aynı arayı kazanamayacakları madenleri belki satarlardı ama hala yeni damarlar bulma ihtimali olanları satmak büyük hata olurdu. Ayrıca taliplerin değerini vermediğini de biliyordu.
"Bak, üç gündür onları inceliyorum. Zaten bildiğim madenleri senin yüzünden bir kez daha elden geçirmem gerekti. Bir tanesi hariç, asla satılacak ocaklar, araziler değil onlar. Unut bu satışı."
"Hayır, satılacaklar. İnat ediyorsun."
"Asıl sen inat ediyorsun. Tamam satarız ama şimdi değil, altı ay sonra belki."
"Saçmalama, altı ay çok uzun. Ben uğraşmak istemiyorum. Hem o zamana kim öle kim kala?"
"Ölümden bahsetme."
"Özür dilerim. Boş bulundum. Bak, inan çok yorgun hissediyorum kendimi. Uğraşmak, savaşmak istemiyorum. Tüm yatırımları turizme çevirelim. Hatta yeni bir iş kolu bulalım. Daha kadına yönelik bir iş olsun. Gıda sektörüne girelim mesela."
"Gıda sektörü mü? O nereden çıktı?"
"Lokantalarımız var. Otellerin lokantaları da var. Ürünlerin çoğunu tedarikçilerden alıyoruz. Kendimiz yetiştirelim, kendi organik ürünlerimizi sattığımız lokantalar açalım. Hatta bazı otelleri de sadece organik yaşama uygun hale getirelim."
"Güzel fikir. Üretimi yapacağımız yerler hakkında araştırma yaptın mı?"
"Her bölgede, o bölgeye ait ürünlerin yetiştirildiği çiftlikler alabiliriz diye düşünüyorum. Sera ürünü olmadan, mevsimin ürünlerini doğal gübre ile yetiştirip satabiliriz."
"Bu da çok iyi fikir. Hatta o çiftlikler sayesinde yeni iş alanları açılır. Çok sevdim bu fikri. Hangi otelleri çevirelim?"
"Öncelikle Ege ve Akdeniz'deki birer oteli düşünüyorum. Sonra iki tane de doğu ve batı Karadeniz'de yapalım." Mine, tüm aklındakileri bir çırpıda anlatırken Sedef, kardeşinin içi parlayan gözlerine bakıyordu.
"Neden bunu yapıyorsun?"
"Neyi?"
"Neden, Sedef'mişsin gibi yapıyorsun. İkimiz de şu an konuşanın turizmci Mine olduğunu biliyoruz. Neler oluyor Mine?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Korkutan Miras
General FictionBüyük bir holding ve onun başında babasından devraldıklarını devam ettiren Necdet Söğüt Genç eşi Esra ve ilk evliliğinden olan aynı zamanda birlikte çalıştığı ikiz kızları... Milyarlarca dolar değerindeki şirketin başı belada... Tehditlerin ardı ark...