Bölüm 39

7.1K 590 37
                                    

"Daha iyi misin?"

"Evet, az önce korktuğum için herkesi tedirgin ettim farkındayım. Ama patlama sesine bir süre böyle tepki vereceğim gibi geliyor."

Yiğit ile Mine, evin denize uzanan küçük iskelesinin üstündeydiler. Her iki tarafta da boğaz önlerinde uzanıyordu. Sol taraftan gelen yoğun patlamalara neden olan havai fişeklerin göğe yükselen izlerini gördüğü için artık irkilmiyordu.

"Hava serinlemiş, içeri girelim mi?"

Mine başını çevirip içeri baktığında Fırat ile Sedef'i öpüşürken gördü. Onları rahatsız etmeyi istemiyordu. Kollarını elleri ile ısıtmak için ovuşturmaya başladı. Ya şal ince gelmiş ya da içindeki ürpertiler üşütmüştü. Titremek üzere olduğunu hissediyordu.

"Al şunu sırtına." diyerek omuzlarına koydu ceketini.

"Çok film karesi olmadı mı bu hareket?"

"O filmlerde de üşüyenlere veriliyor ceket."

"Şimdi de sen üşüyeceksin!"

"Üşürsem içeridekilerin keyfini kaçırmayı göze alırım."

"Fark ettin mi?"

"Fark ettim ve mutlu oldum. Fırat zaten hiç saklamıyordu. Sed.. sen ne düşünüyorsun?"

Mine, ne diyeceğini ve neden cümlesini değiştirdiğini merak etti. Bu akşam kimseye bir şey diyemeyeceği için sustu.

"Kardeşim uzun zamandır kimseyle birlikte değildi. Şu an huzurlu ve mutlu gözüküyor. Bu da bana yetiyor."

"Aşk? Aşk yok mu aralarında?"

"Aşka inanıyor musun?"

"İnanmasam sormam."

"Bana böyle bir itirafta bulunmadı. Sanıyorum insan hayatında gerçekten bir kez aşık oluyor. Kavuşamazsa sonrakileri aşk niyetine yaşıyor. Onun ne hissettiğini en iyi kendi bilecek ve bir gün anlatacak."

"Kavuşamadığı biri mi var?"

Mine, sinirlerinin gerildiğini hissediyordu. İçeridekini Mine sanıyordu ve aşk hayatını soruyordu. Ne diyecekti? Gerçek Mine benim ve kavuşamadığım da sensin mi? Cekete biraz daha sığınıp bakışlarını denize çevirdi. Sakin bir sesle yanıtladı. "Yok! Olsaydı bilirdim. Onların ilişkisi seni rahatsız mı ediyor? Niye soruyorsun?"

Yiğit, genç kadına bir süre bakıp yüzünden geçen ifadeleri anlamaya çalıştı. Karanlığı hafifleten şehrin ışıklarına rağmen çözemeyince vazgeçti.

"Ben, birbirini seven insanlar, her şeye rağmen mutlu olsun istiyorum."

İstediği yanıt bu değildi. Sesinde kıskançlık yoktu. Bir şeyler vardı ama tam çözememişti. Yüzüne bakınca o karanlıkta bile imrenme denilebilecek bir ifade ile ikiliyi kısa bir an izleyip kafasını çevirdiğini gördü.

Mine içerideki durumun daha normale döndüğünü fark etmişti. "Artık içeri girelim mi?"

"Tamam. Ben de gideyim artık."

"Evet, seni de çok tuttuk. Merak eder."

"Kim?"

"Melda!"

"Etmez." Çok netti yanıt. Mine, çarpık bir gülümseme kondurdu dudaklarına. "Güven önemli tabii."

"Evet, önemli."

"Hadi girelim."

İçerideki ikili bahçe kapısından girenleri görüp gülümsedi. "Üşüdün mü?"

Korkutan MirasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin