Bölüm 36

6.3K 585 61
                                    

İlaçlama firması üç ayrı ekiple on evi üç günde ilaçlamış, her şey kontrolden geçirilmişti. Artık herkes evine dönebilecekti.

Otelde geçen ilk iki gün uykuya daldığı her an kabus görmeye başlamıştı. Bir sürü tanıdığını zehirliyor, ölümlerini izliyordu. Kendini kötü hissederek uyanıyor, yeniden uyumak güçleşiyordu. Üçüncü gün yalıya geri dönmüşlerdi. Evde ilaçlamanın geride bıraktığı koku halen duyuluyordu. Havalandırma için sadece sinek teli olan bir iki cam açılmıştı. Her camın etrafına da böceklerin yürüyerek girmesini engelleyecek ilaçlar sıkılmıştı. Böylece biraz daha rahat hareket edeceklerdi.

Sedef, üçüncü gün de kötü rüyalarla uyanınca çareyi çalışma odasına inip biraz düşünmekte ve Sidney'de yakaladığı ipuçlarını incelemekte buldu. Halıya basmadan etrafında dolaşırken ses çıkartmamaya uğraşıyordu. Kardeşini uyandırmak en son isteyeceği şeydi. Merdivenlerden inerken dedesinin portresine baktı bir süre. "Yakında hepsini sana da anlatacağım. Etrafımızda bir sürü olay oluyor ve ben korkuyorum artık. Çözüm bulmam şart. Bana, bize dua et lütfen."

Çalışma odasına girip babasının masasına oturdu. Ondan güç almak ister gibiydi. Masasına koydukları resme bakıp gülümsedi. "Şu inatçı kızın anlatmamakta direnmese belki de şimdiye seni bizden kim ayırdı bulmuş olacaktık. Ama iyi ki ben inatçı kızın da ona pabuç bırakmıyorum. Çözeceğim baba, hem Mine'yi bunları yapmaya zorlayan nedenleri, hem de seni bizden alanların kim olduğunu çözeceğim. Şimdi biraz çalışacağım. Sonra da seninle bol bol dertleşeceğim."

Düşündüklerini birilerine anlatmalı ve olayın çözülmesini sağlamalıydı. İyi ama kime? Bunları kiminle konuşacaktı? Aklından geçenleri kime anlatacaktı? Kime güvenecek ve danışacaktı? Avukatlarına mı? Şaban bey ve Mert hariç kimseye güvenemezken hangisi ile konuşacaktı?

Bilgisayarı açtı, aklına gelen her şeyi yazmaya başladı. Hangi gündü, ne olmuştu. Kim ne giymişti. Nerede yemek yenmişti gibi bağlantısı olup olmayacağını bilmeden saatlerce aklına gelen her şeyi yazdı. Mümkün olduğunca tarih sırasında yazmaya çabaladı. Randevu defterinin geçmiş sayfalarından yardım alarak üç saate yakın aralıksız olayları sıraladı. Polisle konuşurken heyecanla unutulan detayları belirtmek kendini biraz daha iyi hissetmesine yaramıştı. Saat sabahın yedisi olduğunda her yerinin tutulduğunu fark edip koltuktan kalktı. Kahve ve yiyecek bir şeyler alıp yeniden çalışma odasına döndü.

Teklif dosyaları ile ilgili kanıtları da en alt çekmeceden alacaktı. En alt çekmece kilitliydi. Orada genelde silahını sakladığı için kilitli tutar, kolay ulaşmak istemezdi. Ele silah alınınca o tetiğe dokunmak kolay olur, der, hata yapmamak için kilitlerdi. Anahtarını orta çekmeceden alıp kilidi açtı. Silah ve üç dosya vardı. Dosyaları alırken silaha dokunmadı bile. Biri annesinin boşanma davasında imzaladığı evrakları içeriyordu. Onu silahın üstüne bırakıp diğer iki dosyaya baktı. İşte aradığı dosyalar bunlardı. Çözüm için lazım olan ıslak imzalı dosyalar buradaydı.

Yatak odasına çıkarken hepsini yanına aldı. Odasına girince ağır muhteşem kapıyı kapattı ve kilitledi. Şüphelerinden utanıyor ama aksini yaparsa ipuçlarını kaybetmekten korkuyordu. Duştan çıktığında tüm uykusu açılmış, dinlenmiş ve önündeki ilginç güne kendini hazırlamıştı.

Üstüne çok şık ama abartısız bir takım giymişti. Bacaklarını ve boyunu daha da uzun gösteren dar paçalı pantolonu ile yüksek topuklu ayakkabıları çok hoş durmuştu. Çantasını da değiştirdikten sonra hazırdı. Son kez aynada kendisine bakarken kapısı vuruldu. Girin dediğinde kapıdan uzanan başı beklemiyordu. Suat'ın ve annesinin de dönmüş olduğunu unutmuştu. Yeni düzene alışana kadar bu şaşkınlığı bir iki kez yaşayacağından emindi.

Korkutan MirasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin