Bölüm 23

6.9K 591 60
                                    

Genç kız zorlukla gözlerini açmaya uğraşıyordu. Başında bir ağrı vardı. Araba koltuğunda olması gerektiğini biliyordu. Az önce yaşadıkları bir anda aklına üşüşmüştü. Acı ile yüzünü buruşturdu. Gördükleri ile içinde oluşan boşluğun nedenini biliyordu. Mutlaka çok kötü haberler alacaktı. Kimsenin sesini duymuyordu. Yardıma gelen olmamış mıydı? Hiç kuş sesi ya da rüzgarın uğultusu yoktu. Bu kadar sessiz olması normal miydi? Hem niye düz yatıyordu? Sonra yattığı yerin araba koltuğundan çok daha yumuşak olduğunu anladı. Yatakta yatıyordu. Sonra mekanik bir ses duydu. Bir şey kısa aralıklarla ötüyordu. Hastane! Evet onu hastaneye getirmiş olmalılardı. Kardeşine ne olmuştu? Ya babasına? Esra'ya? Yeni bir ağrı ile yine yüzünü buruşturdu. Onlara ne olduğunu bilmeden böyle yatamazdı. Nihayet zorla da olsa gözlerini açıp birilerini görmeyi umdu. Onlara soracaktı.

Bağlı olduğu monitör sayesinde hemen yanına bir hemşire gelmişti. Gözlerine tuttuğu ışık canını yakıyordu. Verilerini kontrol ederken sesini zorla yükseltip sorabildi. "Kardeşim, o nasıl? Ya babam, Esra?" Genç hemşire sade bir gülümseme ile sorularını doktorunun yanıtlayabileceğini, kendisinin bilgisi olmadığını söyleyip odadan çıktı.

Başka bir hareket olunca başını çevirmeye çalıştı ama başına giren ağrı yüzünden yapamadı. Dudaklarından dökülen inlemeye annesinin sesi yanıt verdi. "Kendini zorlama kızım. Ben yanındayım. İyi olacaksın."

İşte bu en son duymayı istediği sesti. Neler oluyor diye anlamaya çalışırken kapının sesini duydu. "Anne? Sen ne zaman geldin? Bigadiç'deyiz değil mi?"

Binnur, odaya girenleri bin anlık görüp yine kızına döndü. "Yok güzel kızım, sizi İstanbul'a getirdiler. İyi olacaksınız. İkiniz de iyi olacaksınız." İsimle hitap edememişti. Hangi kızının uyandığını bilmiyordu. Sedef olduğu düşünülüyor diye şu an planlarını tehlikeye atamazdı. En iyisi netleşene kadar genel kelimeler ile idare etmekti. Nöbetçi doktor yatağa yaklaşırken "Dinlen şimdi." dedi kızına. Son cümleyi doktora şirin gözükmek için söylemişti. Genç adamın kadına gülümseyerek bakışı da onu etkilediğinin göstergesiydi. Bu daha önce konuştuğu doktor değildi.

"Sizi biraz dışarı alabilir miyim? Kısa bir muayene yapacağım." Doktorun sesi itiraz kabul etmeyen bir otoriteye sahipti. Nöbet değişmiş olmalıydı. Daha önceki doktorun yerine geçen çok daha yakışıklıydı. Binnur, adama alıcı gözle bir süre baktıktan sonra gülümseyerek 'Elbette, güzel haberler bekliyorum sizden!" dedi ve abartmadan kırıtarak kapıya doğru yürüdü. Çıkmadan önce arkasını dönüp baktığında doktorun hala kendisine baktığını görüp yeniden gülümsedi. 'Mihrap yerinde, Binnur. Yarı yaşındakileri bile döndürüp baktırıyorsun.'

Doktor, yataktaki kızın soru sormasını engelleyerek annesinin dışarı çıkmasını bekledi. Hızlıca yatağa yaklaştı. Az önceki sakin yüz ifadesi yerini sert bakışlara bırakmıştı. Genç kızın serum olmayan sağ kolunu bileğinden yatağa bastırdı.

Canı yanan genç kız bu hareketin tıbbi bir içeriği olduğunu hiç sanmıyordu. Kolunu kurtarmak istedi. O çekmeye çabalayınca adamın baskısı daha da arttı. Saniyeler içinde tüm vücudunu korkunun yaydığı adrenalin kaplamıştı. "Kolum? Kolumu acıtıyorsunuz!" Genç kız kolundaki baskıya anlam verememişti. Belki de adam çok hafif tutuyordu ama genç kız canının acısından baskı uyguladığını sanıyordu. Tek bildiği canının her geçen an daha çok yandığı idi.

En ufak bir gevşeme olmayan elden gözlerini alamıyordu. Neler olduğunu anlamak için bakışlarını doktora çevirdiğinde içindeki korkunun daha da yükseldiğini hissetti. Neler olduğunu anlamak için etrafına bakınmaya başladı ama tek kişilik odada doktor olduğunu söyleyen bu adamla baş başaydı.

Korkutan MirasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin