Kahvaltıdan sonra sakin ve sessizce çalışma odasına geçtiler. Herkes merakla Murat'ın nasıl bir açıklama yapacağını düşünüyordu şüphesiz. Adamın yüzü asık, somurtmuş bir şekilde ten rengi siyaha dönmeye başlamıştı. Suratı yine solmuş, açık mavi gözleri fırtınalı gökyüzü gibi kararmıştı. Hizmetli kız kahveleri dağıttıktan sonra vakit kaybetmeden konuşmaya başladı adam.
" Dün gece bir talihsizlik yaşandı maalesef. Ben sizin evinizde misafirdim ve kafası güzel kızınız gecenin köründe odama sinsice girip yanıma yatmış. " Murat öfkeli bakışlarını Defne'den alamıyordu. Genç kızın portakala çalan o sarı saçlarını koluna dolayıp evire çevire dövmek istediği sesinin tonundan bile kendini belli ediyordu. " Burada mağdur olan ben oluyorum aslında." Melda Hanım ağzını açmaya niyetlenince ona fırsat vermeden konuşmaya devam etti. " Ama bunu sizinle tartışmak niyetinde değilim şuan. Yeterince kafa yordum bu konuya bugün. Fikrine güvendiğim, mantıkla hareket eden büyüklerime danıştığımda bana seçenek bırakmadılar." Öfkesinin yerini çaresizlik teslim alıyordu yavaş yavaş. Konuşurken elini yumruk yapmış çenesini sıkmasından damarları şişiyordu. " Kızınızı yanımda yatarken gören hizmetliler öncesini bilmeyeceği için durumu kafalarına göre, farklı bir şekilde aktaracaklardır büyük ihtimalle. Ben hiçbir genç kızın.." dedikten sonra durakladı. İçinden 'bu sizin kızınız bile olsa' diye eklemişti dayanamayıp. " Hiçbir genç kızın adının kötü anılmasına sebep olmak istemem. Suçlu konumunda olan ben olmasam d!" Murat yine alevlenen Defne'ye yöneltmişti. Söylemesi gereken sözlerin kıyısında dolaşıyor ama bir türlü sadede gelemiyordu. Melda Hanım ve Erdal suspus olmuş, pürdikkat bir şekilde adamı dinliyor, bir an önce lafını tamamlamasını bekliyordu sabırsızlıkla bakan gözlerle. " Ben kızınızla evlenip üzerime düşen şekilde bu durumu temizlemek istiyorum. Gerisi size kalmış bir cevap artık."
Böyle de kız istendiği memleket tarihinde görülmemiştir herhalde! Melda Hanım, Erdal ve Defne afallamış bir şekilde gözleri irileşmiş, duydukları teklifin şokunu yaşıyorlardı. Murat o kadar uzun konuşmuştu ki başını anlayan sonunu kaçırmış sonuna yetişen konuşmadan bir şey anlamamıştı. Erdal buradaki etkisiz eleman olduğu için onun pek umursadığı bir durum yoktu ortada. Melda Hanım ve Defne birbirlerine baktılar sorgulayan gözlerle. Sonuçta böyle bir olay yaşanmış olabilirdi, ama bunu telafi etmek için evlenmek pek alışık oldukları bir çözüm önerisi değildi. Onların etrafındaki ilişkilerde kız hamile kalsa bile çocuğu nüfusuna geçirmeyi lütuf belleyen erkekleri düşününce, bu adam fazla namus düşkünü gelmişti belli ki.
Melda Hanımın gözlerinin içinde çakan şimşeklerin ışıltısı belirmişti. Defne asabi bir şekilde ayağa kalkıp " Ne münasebet canım! Ne evlenmesi?" diye kabarmıştı hiç düşünmeden. Bu kıro adamla, bu gay bozuntusu kaba adamla evlenme düşüncesi bile sinirini bozmaya yetiyordu. " Tamam Defne, bence, biz sakince düşünelim bu konuyu. Hemen karara varmayalım diyorum ben." Melda Hanım yumuşak bir ses tonu ile kızını sakinleştirmeye çalıştı.
" Bu konunun düşünecek bir yanı yok. Ben kimse ile evlenmiyorum anne. Net!" diye tersledi Defne kadını. Melda Hanım bozuntuya vermeden " Biz seninle bu konuyu dışarıda konuşalım biraz, baş başa?" dedi dudaklarını düzleştirmiş kaş göz işareti yaparak. Murat'a bakınca kafasını hafifçe eğerek kadını onayladığını görünce kibarca çekiştirerek çıkardı odadan kızı. Onlar odadan çıkınca Murat ve Erdal çalışma odasında kalıp birbirleriyle iletim kurmadan kahve fincanları ile aşk yaşamaya devam ettiler. Odanın dışında yaşanılan hararetli tartışmanın gürültülerini de duymazdan geliyorlardı.
Malda Hanım bu evlilik teklifine olumlu baksa da Defne'nin böyle bir şey kabul etmeye niyeti yoktu. Aptalca hatta sırılsıklam âşık olduğu adamla evlenmek gibi masumane genç kız hayalleri vardı onun. Hayalini süsleyen evlilik ile alakası yoktu bulunduğu durumun. Hem tanımadığı biriyle neden evlenecekti ki? O kadar mı çaresizdi? Bu kadar fedakârlık yapması da zulüm olurdu artık!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Portakal Kokulu Kız !!! Kitap Oldu !!!
Humor!!!Watty's 2016 - Gizli Cevherler Ödülü!!!! " Tiyatronu oynadın. Şimdi eserinden memnun bir şekilde odana gidebilirsin sanırım." Öfkeli haline inat gayet sakin ve kibardı adam. Az önceki sinir boşalmasının da bunda bir etkisi olabilirdi tabi. İ...