Sabah kapının vurulması ile zaten yatağın ucunda yatan Defne'nin halıyla öpüşmesi bir olmuştu. Gözlerini açtığında kendini bulduğu odayı idrak edemeyecek kadar beyni bulanıktı. Bir sabah da şu mereti içtikten sonra tozpembe bir dünyaya uyanamaz mıydı acaba? Bir de nesneler yerinde dursa, görüntüler bulanıklaşmasa ve kafası çatlayacakmış gibi ağrımasaydı keşke. Kapı tekrar vurulunca " Efendim." Diye seslendi genç kız zoraki bir halde.
" Defne Hanım Murat Bey geldiler kahvaltı için aşağı inmenizi bekliyorlar." Dedi kapıdaki kız. Defne Murat'ın adını duyunca ne yapacağını şaşırmış bir halde sanki baskın yemiş kaçakçı gibi amaçsızca hareketler sergilemeye başladı.
" Tamam, biz yarım saate iniyoruz." Diyebildi ancak. Ve yatakta sere serpe yatan arkadaşına baktı. Aslında onu uyandırmayı hiç istemiyordu. Geceden kalan hayal meyal hatırladığı anlar aylardır sakındığı birçok şeyi yumurtladığını işaret ediyordu. Defne çabuk sarhoş olurdu ama Pelin bu konuda bir Rus'la kafa kafaya yarışırdı. Ve hafızası bir filinki kadar sağlamdı.
Defne arkadaşını nazikçe dürtüp " Hadi Pelin kalk da kahvaltı yapalım. Uçağını kaçıracaksın." Dedi. Hafif kıpırdanır gibi olan arkadaşına isteksizce " Murat da gelmiş, bizi bekliyormuş." Dediğinde Pelin aniden kafasını kaldırıp " Nerde?" diye sorgulamaya başladı, sanki adamı odada arar gibiydi. " Aşağıdaymış kahvaltıya bekliyormuş. Hizmetli kız söyledi." Dedi genç kız olabildiğince masum olmaya çalışarak. Birazdan yiyeceği azarı ötelemeye çalışıyordu. Zaten şuan azarlanacak bir kafaya da sahip değildi. Henüz tam ayılmamışken Murat'ın ismini duymak iyice allak bullak etmişti kızın beynini.
" Tamam, ben odama geçiyorum. Hemen kısa duş alıp inelim aşağıya." Dedi Pelin ve hızlıca yataktan kalktı. Neden Murat'ı görmek için bu kadar hevesli olduğunu anlayamamıştı Defne. Aslında aklına kötü düşünceler gelmiyor değildi hani. Pelin bu, adamı kahvaltıda zeytin çekirdeğiyle boğar üzerine kaynar çayı döker sonra da topuğuyla ezer geçerdi. Yapardı bunu. Umarım yapmaz diye mırıldandı Defne, umarım yapmaz...
Pelin kapıdan çıkarken banyoya yönelen Defne'ye işaret parmağını sallayıp " Seni de unuttum sanma. Bu konu burada kapanmadı kızım. Her şeyi son gün anlatıp kurtulacağını sanma. Ama şimdi şu Murat'la bir tanışalım bakalım." Dedi gözlerini kısarak. Kesin hain bir planı vardı, kesin!
Defne acele ile duş alıp üzerine yeni aldığı elbiselerden uçuk pembe bir tane geçirdikten sonra Pelin'den önce aşağı inmek için savaş vererek merdivenleri hızla inmeye başladı. Ama tabi ki Pelin ondan önce inmişti aşağıya. Murat Defne'yi görünce " Hoş geldin hayatım." Diyerek ayağa kalktı ve karısına doğru ilerleyerek ellerini tuttu. Şaşkınca bakan Defne'nin yanağına doğru eğilip iki yumuşak buseyi kondurdu fütursuzca. Yo, hayır bu Murat değildi! Donuk bir şekilde kocasının hareketlerine tepki veremeyen genç kızın yüzü o kadar kızarmıştı ki saçları portakal turuncusuna dönmüştü bu görüntüde. Sadece bir öpücük insanın bütün şehirlerini yakabilir miydi? İnsanın nefesini kesip de kalbini okşayabilir miydi? Oluyordu işte! Murat çapkınca kıvırdı dudaklarını. Onun da içinde ne depremler ne kasırgalar oluyordu, kim bilir? " Arkadaşınla iyi vakit geçirmişsindir umarım." Dedi adam nazikçe.
" Evet, çok eğlendik." Dedi Pelin dişlerini sıkmış hırslı ve gergin bir gülümseme ile. Murat Pelin'e dönüp " Ne güzel, memnun oldum." Dedi, nazik ama bir o kadar soğuktu tepkisi.
Kahvaltı masasına oturduklarında Pelin'in gözleri bir Defne bir Murat arasında hızlı geçişler yapıyordu. Suratı asık ve bakışları sorgulayıcıydı. Gece arkadaşının itirafları yeterince canını sıkmıştı şimdi de bu adam gelmiş iyi koca rolü yapıyordu. Yer miydi Pelin? Yemezdi elbette! Normalde dün gece o patavatsızca itiraflarını yapmasaydı Defne pek ala inanabilirdi Pelin mutlu olduklarına. Murat gayet normal bir eş gibi davranıyordu. Defne'ye bakışlarında sevgi vardı, bunu görebiliyordu Pelin. Ama Defne adama aşkla, hayranlıkla, bir müptela gibi bakıyordu. Evet Defne'nin duyguları belliydi, peki ya Murat? Bu evlilik günün birinde gerçek olabilir miydi yoksa arkadaşı kendini mi kandırıyordu. Önce bunu anlamalıydı Pelin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Portakal Kokulu Kız !!! Kitap Oldu !!!
Humor!!!Watty's 2016 - Gizli Cevherler Ödülü!!!! " Tiyatronu oynadın. Şimdi eserinden memnun bir şekilde odana gidebilirsin sanırım." Öfkeli haline inat gayet sakin ve kibardı adam. Az önceki sinir boşalmasının da bunda bir etkisi olabilirdi tabi. İ...