Bölüm - 36 -

28K 1.6K 157
                                    

merhaba arkadaşlar

umarım bölümü beğenirsiniz. sizleri face grubumuza da beklerim orada hikayelerimiz hakkındaki yorumalarınızı tartışabiliriz beraber.

keyifli okumalar..

***



O gün akşam ezanından sonra hazırlanan taze evli çift, Muhammed abinin evine geçti yemek için. Meryem yenge –ki herkes ona Meyre diyordu köyde- sofrayı donatmıştı yine. Et yemekleri, börekler, sarmalar masada dolu dolu duruyordu. Defne bu yemekleri görünce " Bu gidişle kilo alacağım ben burada." Diye mırıldanarak söylenmişti. Karısının bu serzenişine " Biraz kilo alsan fena olmaz karıcığım. Kemiklerin sayılıyor." Diye şakayla cevap vermişti Murat. Ama gerçekten karısının biraz zayıf olduğunu düşünüyor ve bunu da tatmalısın mutlaka diyerek zorla yediriyordu genç kadını.

Yemekten sonra Muhammed abinin oğlu Yasir bir kemençe getirip çalmaya başladı. Bu köydeki insanlar horon yapmak için fırsat kolluyordu sanki. Neşeli insanlardı ama hüznü ve aşkı da yaşamayı biliyorlardı. Defne kuafördeyken bir sürü aşk hikâyesi dinlemişti kızlardan. Sanki heyecanlı birer aşk dizisi gibiydi hepsi. Murat da neşeliydi o akşam. İçten gülücüklerini esirgemiyordu hiç kimseden. Gözlerini karısından da alamıyordu tabi ki. Bu aile tablosunun en güzel rengi Defne'nin ışık saçan turuncusuydu onun için.

Defne ise halinden memnundu. Belki de hayatında ilk defa gerçekten bir ailede hissediyordu kendisini. Meryem yenge mesela, Melda sultandan daha candan ve sıcak sarılmıştı genç kıza. Muhammed abi hiç sahip olmadığı bir abi gibiydi. Mesafeli ama güven veren bir şekilde yaklaşmıştı genç kıza. Bu da abilik vasıflarını karşılıyordu Defne için.

O gece evlerine geri döndüklerinde yorgun ama mutluydu genç çift. Aynı yatağa girmenin garipliğini yaşıyordu Defne. Murat ise hiç beklemediği kadar arsız ve cüretkâr olmuştu o gün. Yine de hoşuna gidiyordu kocasının bu ilgisi. Ama buna alıştığını söyleyemezdi. Çekiniyordu. Utanıyordu. Ve nefes alamıyordu kocasının cazibeli hareketleri karşısında. Bu da adamı daha da âşık ediyordu kendisine, farkında olmasa bile.

O gece uykusunda kâbus gördüğünde ve uykusundan bir anda nefes nefese uyandığında yastığın diğer ucundan gelen deniz kokusu ile kocasının sıcak bedenini bulmak fırtına ortasında sığınacak bir liman bulmak gibi olmuştu Defne için. Gece kâbusları da kocasıydı artık gündüz masalları da... Onu kaybetme korkusunu ruhunun iliklerine kadar yaşıyordu. Bu da rüyalarında daha çok açığa çıkıyordu. Ve gün içinde uyanıkken rüyada gibiydi. Garip ve ürkütücü derecede güzeldi her şey.

"Bir yastıkta kocayacak mıyız gerçekten?" diye sormuştu kocasına, dantelli işlemesi olan, otantik, uzun yastığı ima ederek.

" Ben seninle sonsuz bir hayatın özlemini çekiyorum. Bence bir ömür de yetmez sana doymam için. Seninle yaşamak, seninle yaşlanmak ve cennette yanı başında olmak istiyorum ben. Hem de sonsuza kadar." Demişti adam ona. Defne cenneti hiç düşünmemişti. O bu hayatı bilirdi ve ona göre yaşardı. Zaten şuan cenneti yaşıyordu. Ama kocası planlarını çok daha uzun ömürlü yapıyordu demek ki. Sadece bu dünya için değildi onun yatırımı, beklentileri, hesapları. Ölümü ve ölümden sonrasını da hesaba katıyordu adımlarını atarken. Bu da genç kızın adam daha çok güven duymasını sağlıyordu. Bir adım sonrasını düşünmeden yaşayanlardan kaçarken ölümün sonrasını bile planlayan bir adam düşmüştü kalbinin payına.

Ertesi gün sabah uyandıklarında kahvaltıları yine masada hazır bekliyordu onları. O sabah erkenden çıktılar evden. Önce dedeye uğradılar elini öpmek için ama dede yine Murat'ı görünce " Ha pu hotzod çimdu?" diyerek dışlamıştı torununu. Daha çok Defne ile ilgilenmiş genç kıza malını mülkünü saymıştı. " Şu tarlayu üstüne ederum. Pu evu sağa yaparum. Cel bakayum yamacuma sen." Diye cilve yapıyordu genç kıza. Murat'ın hoşuna gitse de kıskanmaya başlamıştı karısını adamdan. " Dede karım o benim." Diyecek olmuş ama yaşlı adamdan " Ha punu alun purdan. Söveceğum ha!" Söylenmeleri eşliğinde baston darbesi yiyerek püskürtülmüştü. Neyse ki yaşlı adamın gücü kalmamıştı pek yoksa o bastonla bir yerleri kırılabilirdi genç adamın.

Portakal Kokulu Kız  !!! Kitap Oldu !!!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin