Reneesme'nin gözünden The Twilight Saga'nın devamı.
Cullen ailesi için 2013 yılı ve sonrasını anlatıyor. Bir yetişkin Reneesme x Jacob hikayesi.
10 yıldır benimle birlikte büyüyen bir hikaye.
Stephenie Meyer'ın The Twilight Saga kitap serisinden e...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Source 1
Lydian | Ghostly Kisses
" How I wish I always knew I would always drift towards you .. At each and every turn there's always you Every turn there's always you Every turn, always .. Walking in the streets Filling my thoughts and my reverie Over and over in my head "
ufuk · çizgisi
Dersler her zamanki gibi sıkıcıydı, yine de dinlemeye çalışıyordum. Sınavlardan önce Jacob'la beraber sıkı bir çalışma kampına girdiğimiz ve kendisi gerçekten iyi anlattığı için son hafta çalışan öğrenci profiline sahiptik.
Ders araları herkesin tatil dedikodularını dinlemekle geçmişti. Ben bol bol yüzmüş ve kumlarda insanlara maruz kalmadan güneşlenmenin tadını çıkarmıştım. Geceler ise özellikle harikaydı, Alice ve Rosalie nasıl eğleneceklerini biliyorlardı. Her gece dayanabileceğim yere kadar onlara ayak uydursam da enerjim bir noktada bitiyordu ve bir köşede sızıyordum.
Yarı vampirliğin en kötü yanı buydu sanırım. Geceleri uyumak zorunda kalmasam daha fazla şey yapabilirdim. Ama aynı zamanda Jacob'la uyumlu olmayı da seviyordum. Ailede uyuyan ve yemek yiyen sadece ikimiz vardık, yalnız hissetmiyordum.
Tatil ve Jacob düşüncelerinden sıyrıldım ve cevap bekleyen arkadaşlarıma kısaca tatilden bahsedip dinleyici konumuna geçtim. Jacob da takım arkadaşlarını göreceğini söyleyerek yanımızdan ayrılmıştı. İki senedir futbol takımındaydı. Lisedekilere göre daha yapılı olduğu için Amerikan futbolunda oldukça başarılıydı. Ama bu dönem bırakmayı planladığını söylemişti bana. Sürüdeki işlere daha fazla zaman ayırmak istiyordu. O gidince ister istemez sıkıldığımı hissettim. Konuşmasak bile sessizce tüm gün onunla oturmayı tercih ederdim sanırım.
O kurt formundayken de saatlerce beraber vakit geçirdiğimiz oluyordu ve asla sıkılmıyorduk. Onun sıcak ve güven verici gövdesine yaslanıp beraber dinlememiz için müzik açıyordum veya bazen ikimize kitap okuyordum. Bazen sadece sessizce oturup ormandaki sesleri dinleyip gökyüzünü izliyorduk. Eve yakın olduğumuz zamanlarda Emmet Jake'le ne kadar evcil olduğu hakkında dalga geçmeyi seviyordu. Jacob hırlasa da asla yanımdan kalkmıyordu. Bu anlarımız en huzurlu olduğum zamanlardı.
Jake'le sadece ilk iki saatteki matematik dersimiz ortaktı bugün, günün geri kalanında onu çok az görmüştüm. Öğle arasında onu takımdaki çocukları pençesine almış Ashley ve ekibinin olduğu masaya otururken görünce ister istemez moralim bozuldu. Dikkatimi dağıtmak için yapabileceğim hiçbir şey yoktu. Kate'in hevesle anlattığı iki haftalık romantik kaçamağını kendimi zorlayarak da olsa dinledim. Ama kırk dakikalık öğle arası Jacob'u izlemekle geçmişti.
Çıkış saati sonunda geldiğinde arabaya koşarak gitmemek için kendimi zor tuttum. Jacob'la arabadayken yağmur yağmaya başladı. Yol boyunca tek kelime etmedim, müziği kaldığımız yerden dinlemeye devam etmek için tekrar başlattım, o ise bir şeyler anlatıp durdu. Eve beş dakikalık mesafe kala arabayı durdurdu, şaşırmıştım. Müziği de kapattığında merakla yüzüne baktım. Tek kaşını kaldırmış bana bakıyordu.