³³ bedenini parmak uçlarımla ezberlemek istemiştim

557 22 1
                                    

Source 1

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Source 1

Heaven | Lamb

"
Sweet so sweet
Falling soft
Between the sheets
This could be heaven right
Here on earth
This could be heaven

Please, you please
Mine, be mine
Forever
And all time
"

ufuk • çizgisi

Gözlerimi açtığımda Jake başucumdaki tekli koltuğa oturmuş, pencereden okyanusu seyrediyordu. Yanımda olmasa bile yatağımın her yerine kokusu sinmişti. Bu hissin tadını çıkararak yerimde doğruldum.

"Günaydın Jake, uyanmamı mı bekliyordun? Keşke uyandırsaydın."

"Günaydın, dün geç yattık, uykunu al istedim," dedi muzip bir tavırla. Gülümsememi bastırmaya çalışarak dün geceyi düşündüm. Yatakta ellerime hakim olmakta çok zorlanmıştım. Tabii ki sadece sarılıp uyumaktan başka planlarım vardı. Üstelik bir daha ne zaman beraber uyuyabileceğimizi bilmiyorken. Bedenini parmak uçlarımla ezberlemek istemiştim. Fakat bu konu hakkında yorum yapmayacaktım. Benimle yanaklarım kıpkırmızı olana dek uğraşacağını hissediyordum. Neyse ki o da üstelemedi.

"Uçağımız öğleden sonraydı değil mi? Hazırlanayım hemen," dedim yataktan kalkacak gücü toparladığımda.

"Evet, iki buçukta. Ben de kahvaltımızı hazırlayacağım," diyerek çıktı odadan. Hızlı bir duş sonrası üzerime kot şortumla kısa beyaz bir atlet geçirip mutfağa gittim.

Jacob kahvaltıyı hazırlamıştı. Masadaki sandalyeye oturmuş yüzünde ciddi bir ifadeyle telefon görüşmesi yapıyordu. Seslerden anladığım kadarıyla sürüyle konuşuyordu. O sırada benim de telefonum çaldı. Arayan babamdı,
"Reneesme?" Sesi ciddiydi.
"Baba, ne oldu?"
"Buraya dönerken dikkatli olmanız gerekiyor. Sürüyle haberleştik, size eve kadar eşlik edecekler."

Güzel olan şeyler bitmeye mahkum olduğu gibi benim hayatımda bu durum daha da kısa sürüyordu.

"Sorun ne?"
"Anlaşılan o ki birileri bizi takip ediyor." Derin bir nefes alıp verdim.
"Volturi mi?"
"Şimdilik fazla bir şey bilmiyoruz, ama dikkatli olmamız lazım." Birkaç saniyelik sessizlikten sonra pes etmiştim bile.
"Pekala, yakında görüşürüz." Diye mırıldanarak telefonu kapattım.

Jacobla göz göze geldiğimizde konuşmasak bile aynı şeyi düşünüyorduk. Hayatlarımızdan tehlike hiç eksik olmayacaktı. Elimdeki telefonu alıp masaya bıraktıktan sonra omzumdan tutarak beni kendine yasladı ve sarıldık bir süre.

"Seninle burada sonsuza kadar kalabilirdim Jake," dedim göğsüne gömdüğüm yüzümü biraz geri çekerek.

"Biliyorum Nessie, bende öyle." Sonrasında sessizliğimiz devam etti. Kahvaltı bittiğinde ortalığı toparlayıp eşyalarımızı hazırlamak için odalarımıza geçtik.

ufuk çizgisi | the twilight sagaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin