Wrong Faces | Balthazar
"
I'm diving in your hair
I'm diving in your scent
I'm surfing your moods
I am surfing 'till the end'Cause the fever of anticipation's
running through our veins
'Till I get its own connotation
chasing its own remains
It never leaves me
comes to me once too oftenNow I'm traveling, traveling,
traveling all around
But without you next to me
it just does not count
"ufuk • çizgisi
"Benim gerçekten çok uykum gelmiş," esnemem cümlemi yarıda kestikten sonra devam ettim, "kulübeye geçiyorum, geliyor musunuz?"
"Jacob ile beraber geçin, babanla ben de birkaç saate geleceğiz," dedi annem.
"Uyumak mı? Bu saatte mi? Gece sizin için daha uzun olacak gibi görünüyordu," dedi Emmett. Anlaşılan dalga modu henüz geçmemişti.
"Emmett," diyerek bu sefer de babam uyardı onu.
"Merak etmeyin, sesler buraya kadar gelmiyor. Kulübeyi Bella ve Edward için yapma amacımız en başından beri buydu zaten." Emmett gülerek babamdan gelecek darbeyi savuşturmak adına uzaklaşıp Rosalie'nin yanına doğru yürüdü.
"Senin de bir kulübeye ihtiyacın var galiba Emmett," diyerek cevabını verdi annem de.
"Neden olmasın," diyerek sırıttı Emmett da. Annem ve Rosalie aynı anda göz devirdiler.
Annem bana tekrar dönerek konuyu değiştirdi. "Böyle uzun ve stresli günlerin sonunda uyuyabilmeyi özlüyorum bazen." Bunu söylemesiyle, babam bir elini annemin yanağına götürdü ve hafifçe okşadı.
"Ama sahip olduğum tüm bu zamanı hiçbir şeye değişmem," diyerek babamın yüzündeki elini tutup öptü.
"Her şeyden uzaklaşabileceğim birkaç saat harika olurdu," dedi Alice de. Jasper eğilip Alice'in boynuna bir öpücük kondurdu. Jacob'un veya benim etrafta oluşumuz Alice'in bu yüzden hoşuna gidiyordu. Görülerine ara verip biraz kafasını dinleme fırsatı elde ediyordu. Babam aramızdayken o kadar şanslı değildi. Ama annem özel gücünü yaydığı zamanlar ona kafa dinlemesi için yardımcı oluyordu.
"O kadar uzun bir süre geçti ki, nasıl bir his olduğunu unuttum," dedi Rosalie de dudak bükerek.
"Vampirler uyuyamadıkları için psikolojileri kolay bozulabiliyor," dedi Emmett başıyla Rosalie'yi işaret ederek.
Rosalie de tabii ki bu hareketini görüp onu tek itişte ağaçların arasına fırlattı. Emmett'in oradan bile kahkaları kesilmemişti. Arkasından da koşarak kendisi atladı. Güldüm. Boğuşmadıkları tek bir gün yoktu.
"Hadi gidelim," diyerek elini uzattı Jacob. Elini tuttum ve diğerlerine iyi geceler diledikten sonra yanlarından ayrıldık. Kulübeye girdiğimizde oturma odasında yanan ateşin eve yayılan sıcaklığı bedenimi ısıtmıştı. Bu rahatlama hissi beraberinde üzerime daha yoğun bir uykunun çökmesini sağlamıştı. Jacob'u da yanımda çekerek yatak odama geçtim. Geceliğimi alıp lavaboya girdim. Hızlıca bir duş aldıktan sonra giyinip odama döndüm. Jacob da çekmecemin kendi kısmından birer şortla tişört çıkarıp giymişti. Çoktan yatağıma uzanmış beni bekliyordu. Yanına tırmanıp yüzümü ona dönerek yattım, göz gözeydik. Parmaklarım çoktan dayanamayıp dudaklarına ulaşmıştı. Dudaklarını ve yüzünü yeniden keşfe çıkarken bir yandan da konuşmaya başladım.
"Çekmece artık yeterli gelmiyor gibi. Dolabımın bir kısmını sana ayırmayı düşünüyorum. Kendi evinden çok buradasın neredeyse," dedim. Gülümsedi. Elimi tutarak önce tek tek parmaklarıma, sonra da avuç içime minik öpücükler bıraktı. Her dokunuşunda vücuduma elektrik verilmiş gibi oluyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/63681997-288-k797321.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ufuk çizgisi | the twilight saga
FanfictionReneesme'nin gözünden The Twilight Saga'nın devamı. Cullen ailesi için 2013 yılı ve sonrasını anlatıyor. Bir yetişkin Reneesme x Jacob hikayesi. 10 yıldır benimle birlikte büyüyen bir hikaye. Stephenie Meyer'ın The Twilight Saga kitap serisinden e...