¹¹ ne kadar inkar edersem o kadar yalan söylemiş olurdum

771 44 6
                                        

Source 1

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Source 1

Jonathan Bree, Princess Chelsea | Destiny

"
If you would just once believe
I could keep you happy
It's some kind of destiny
..
So just be here with me
"

ufuk • çizgisi

Uçağı kaçırmamak için hızla eve döndük. Carlisle, havaalanını arayıp özel uçaklar için ayrılmış alanda bizi bekleyen uçağın saatini teyit etti. Saat sekiz buçukta kalkacaktı ve yaklaşık dokuz saatlik bir uçuş olacaktı. Tabii İtalya bizden dokuz saat ileride olduğu için gece üçe doğru orada olacaktık.

Annemle babam sinirli ve endişelilerdi. Odada benim dışımda kimse oturmuyordu, gergin bir şekilde dikilmiş tartışıyorlardı. Bense içim çekiliyor gibi hissediyordum. Aniden tüm enerjimi kaybetmiş gibiydim. Ayakta bile durmaya mecalim yoktu.

"Bu kadar az kişiyle onu koruyamayız," dedi annem. Uzun zamandır ilk defa korkusunu bize yansıtıyordu.

"Eğer gitmezsek tekrar geleceklerdir," dedi Carlisle, çaresiz görünüyordu.

"Bizi asla rahat bırakmayacaklar," dedi babam bıkmış bir halde.

"En azından Alice henüz bir şey görmedi," dedi Rosalie.

"Aro Alice'in gücünü daha önce de manipüle etmeyi başarmıştı. Artık buna güvenemeyiz." Jasper haklıydı.

"Keşke hepimiz gelebilseydik." Emmett biraz olsun aksiyon için oldukça hevesli görünüyordu.

"Ben her şeyin yolunda gideceğine inanıyorum. Eğer kötü bir niyetleri olsaydı buraya sadece korumalarını yollayıp bizi önden uyarmış olmazlardı." Esme'nin sözleri bana mantıklı gelmişti.  Yine de korkumun önüne geçemiyordum.

Annem yanıma gelip oturdu ve elimi tuttu.
"Hazırlanmalıyız, fazla vaktimiz kalmadı." Kafamı salladım ve uzanıp ona sarıldım. Ayağa kalktığımda babamın yanına gidip ona da sarıldım.

Saçımı öpüp, "Merak etme, biz hep yanında olacağız," dedi

"Siz gelmiyor musunuz?"

"Sen geç kulübeye, biz de birazdan geleceğiz," dedi annem. Anlaşılan aralarında konuşacakları vardı. Diretmedim ve hızlıca kulübeye geçtim.

Kendime birkaç eşya ayarlayıp küçük bir çantaya koydum. Daha sonra duş alıp üzerimi rahat kıyafetlerle değiştirdim. Ne kadar orada kalacağımızı bilmiyordum yine de birkaç gün yetecek kadar eşya almıştım. Endişeliydim, kötü senaryolar düşüncelerimi işgal ediyordu.

Annem, babam ve Jake'in geldiğini duydum. İkisinin eşyalarını hazırlamak için odalarına geçtiğinde Jacob da benim odama geldi.

"Yardıma ihtiyacın var mı?"

ufuk çizgisi | the twilight sagaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin