e l l i b e ş

325 14 1
                                    

Bir süredir yazmıyordum, bekleme için kusura bakmayın. Ancak girebildim hesabıma. İyi okumalar..

Önce babam arabadan inmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Önce babam arabadan inmişti. Kollarını açmış beni çağırıyordu. Yüzü karanlıkta kalan yabancıyı es geçip sıkıca babama sarıldım. Jacob da babamı başıyla selamlarken bize yaklaştı,

"Edward, yanında birini getireceğinden haberim yoktu." Dikkatim tekrar arabanın içindeki kişiye yönelmişti. Tanıdık bir kokusu vardı.

"Evet, biraz sürpriz oldu aslında. Reneesme, tedavin için dostlarımıza danışıyordum. Bir şey bulamayınca Alice'in aklına Nahuel geldi ve adresleri onda vardı. Şili'ye uçtum fakat orada değildi. Teyzesi Huilen'le görüştüğümde son beş senedir İzlandanın kıyı kenti olan Vogar'a yerleştiğini öğrendim ve oraya uçtum. Durumuna yardım edebileceğine inanıyorum, bu yüzden beraber geldik." Jacob'un ifadesi tepkisizdi. Başımı salladım ve merakla arabaya döndüm. Nahuel'i son görüşümde henüz çocuktum.

"Önce sizinle konuşmamı istedi. Nahuel, gelebilirsin." Diyerek Nahuel'i çağırdı. Arabadan inişini izlerken çok değiştiğini fark ettim. Uzun saçlarını kesmişti ve günlük kıyafetler giyiyordu. İner inmez kafasını kaldırdı ve göz göze geldik. Biraz kızararak ona gülümsedim.

 Biraz kızararak ona gülümsedim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Hoşgeldin, Nahuel."

"Reneesme, daha iyi olduğunu görmek güzel. Büyümüşsün." Dedi gözleriyle beni incelerken. Hala bir yerlerde o altı sene önceki kızı arıyor gibiydi.

"Eh, bu Eylül büyümem tamamlanıyor. Geldiğin için teşekkür ederim." Elimi uzattım, karşılığında hafifçe elimi kavrayıp bıraktı.

"Merhaba Jacob, seni görmek de güzel."

"Hoşgeldin, Nessie'ye yardım etmek istediğin için teşekkür ederim." Jacob, Nahuel'e doğru bir hamlede bulunmayınca Nahuel de geride durdu. Geldiğimizi duymuş olacak ki, Alice koşarak yanımıza geldi.

"Nahuel! Seni görmek çok güzel. Edward'ı ve beni kırmadığın için teşekkür ederiz." Alice her zamanki samimiyetiyle Nahuel'e dostça sarılmıştı.

"Uzun zamandan sonra tekrar burada olmak çok farklı. Üstelik sebebi yeniden Reneesme." Dedi şakayla gülümseyerek. Utanmıştım. Jacob'un göz devirişini yakaladım. Nahuel bir adım uzağıma kadar yaklaşarak gözlerime baktı dikkatle. Gerilmiştim. İnsanların mor gözlerime dik dik bakmasını istemiyordum. Farklılardı ve bu insanı ister istemez çekiyordu. Alışmak zorunda kalacaktım, lens takmaya dayanamazdım. Tabii, insanlara da lens taktığımı söylüyor olacağım.

"Evet, böyle bir şeye dönüştüm işte. Üstelik özel gücümü de kaybettim." Dedim gülümsemeye çalışarak ama başaramamıştım. Bakışlarını gözlerimden çekmiyordu. İster istemez ben de kilitlenmiştim, onunkileri inceliyordum. Sıcak, güven veren bakışları vardı.

"Çok güzeller. Bunun için kendini üzme, çözebiliriz." Dedi gülümseyerek. Jacob'un hafifçe öksürdüğünü duyduğumuzda Nahuel geri çekildi. Babam gelip koluma girerek beni eve yönlendirdi.

"Hadi içeriye geçelim, bizi bekliyorlar." Demesiyle diğerleri de bizi izledi. Annem babamı uzun uzun öperken biz de kıkırdayarak yanlarından geçip kanepeye dizildik.

Uzunca bir merhabalaşma ve hal hatır sorma merasiminden sonra nihayet konuşma sırası bana geldi.
"Ee neden öncelikle Nahuel için kalacak bir yer ayarlamıyoruz? Çok uzaktan geldi, eminim ki biraz dinlenmek isteyecektir."
"Ah, tamamen aklımdan çıktı, bu görev bendeydi üzgünüm Ed." Dedi Alice dudak bükerek. Babam göz devirmekle yetindi. Sanki böyle olacağını görmüş gibiydi, Alice'in gücünü çalmıştı.

Nahuel,
"Sorun değil gerçekten-" diye konuşacak olduysa da elimi omzuna koyup lafını kestim.
"Bence kulübede kalabilirsin, orda rahat edersin ve bize yakın da olursun. Biz burdaki odalarımıza yerleşiriz bir süreliğine." Diyerek Jacob'un hoşuna gitmediği her halinden anlaşılan parlak fikrimi sundum. Cullen malikanesi gereğinden de büyüktü. Doğumumla ailenin nüfusunu arttırdığımda bile çoktan bana ayrı bir oda düzenlenmişti. Ama orayı nerdeyse hiç kullanmamıştım, fazla eşyalarımı koymakla yetiniyordum. Fakat bu teklifi yapmakla, Jacob'la odamda vampir kulaklarından uzakta olma özgürlüğümden feragat ettiğimi fark etmem geç oldu.

"İyi fikir Reneesme, senin odanı hazırlayayım hemen Nahuel'e , 10 dakikayı geçmez." Diyerek unutmasından dolayı hissettiği suçluluğu bastırmaya koştu Alice. Arkasından beklemesini söyleyecek zaman bile bulamamıştım. Bazı eşyalarımı almam gerekiyordu ama sonraya erteledim.

"Ah, teşekkür ederim. Rahatınızı bozmak istemezdim, bir otele de yerleşebilirdim."
"Endişelenme Nahuel, herkese yetecek kadar yer var." Esme kıkırdadı. 

"Ness'in gözlerini ve özel gücünü nasıl düzelteceğiz öyleyse? Ne düşünüyorsun?" Jacob hemen sorunu çözüp Nahuel'den kurtulmak istiyor gibiydi. Ona hafiften dirseğimle dokundum ama uyarımı anlamamıştı.
"Henüz emin değilim, bu yüzden önce onu görmek istedim. Türümüzün tanıştığımız tek dişisi olduğu için bizden farklı özelliklilere sahip olma ihtimali var. Zehre sahip olmaması gibi. Umarım yakında çözeriz bu durumu, birkaç şey var kafamda ama netleştirmeden size anlatamıyorum, üstelik emin de değilim. Bana biraz süre verirseniz eminim ki-" Bir kez daha Nahuel'in sözünü keserek ortaya atladım,
"Jake, daha yeni geldiler. Hem vaktimiz de var ölüyor değilim neyse ki."  Jacob kendi ölümümden bahsedişime çok kızıyordu her zaman, yine sitem ederek baktı.
"Artık daha iyiyim yani." Dedim giderek azalan ses tonumla.

"Her neyse, demeye çalıştığım, hemen cevaplar aramak zorunda değiliz. Kendimi denek gibi hissetmeye başladım, hoşuma gitmiyor bu durum. Biraz kendime gelmek istiyorum. Hala toparlayamadım." Diye ekledim Jake'in elini tutarak.
"Biliyorum, ben de dinlenmeni istiyorum." Diye mırıldanarak karşılık verdi ve alnıma tatlı bir öpücük bıraktı.

"Nahuel'e buraları tanıtabiliriz birkaç gün. Bize de iyi gelir hem. Kate ve Seth'i de çağırırız? Ne dersiniz?" Jake başıyla onaylamakla yetindi.
"Teşekkür ederim, neden olmasın." Diyerek gülümsedi Nahuel de.

Alice geri dönmüştü.
"Odan hazır Nahuel." Dedi.
"Eh, öncelikle sana kulübeyi gösterelim öyleyse?" Diyerek Nahuel'i kapıya yönlendirdim. Jacob da arkamızdan geliyordu.
"Görüşürüz Nahuel." Mırıldanmaları eşliğinde evden çıkıp kulübeye yürümeye başladık.

ufuk çizgisi | the twilight sagaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin