Bu bölümü okumaya başlarken yukarıdaki besteyi dinlemenizi öneririm. Film sahnesi olarak düşününce, bu bölüme soundtrack olarak çok yakışırdı diye düşünüyorum.
***
"Sarıl bana."
Jacob'un gözleri saniyelik bir duraksamayla dudaklarımı buldu.
Bakışlarının yarattığı heyecanla, dudaklarım ondan gelecek öpücüğü karşılamak adına aralandı.
Elini belime atarak beni sıkıca vücuduna bastırdı ve en istekli öpücüklerinden birini sundu.
Diğer eli de vücudumu dolaşmaya başlamıştı. Bense, kolumu ona sarmıştım, bir yandan da saçlarıyla oynuyordum.
Gözlerim mutlulukla kapanmıştı. Her seferinde onun öpücüklerine sonsuza kadar doyamayacağımı düşünüyordum.
Dudakları aklımı yitirmeme neden olacak derecede yavaş hareket ediyor ve aynı derecede heyecanlandırıyordu. Tadını çıkararak açlığını bastırıyormuş gibiydi. Kendimi kolları arasında yavaş yavaş tükeniyor gibi hissediyordum. Hiç durmamasını istesem de nefesim kesilmeye başlamıştı. Kalp atışlarımı da kontrol edemediğimi duymuş olacak ki geri çekildi.
Gözlerimi açmamıştım. Dudaklarının bende bıraktığı hissin tadını bir süre daha çıkarmak istiyordum. Yüzüm avuçlarının arasındaydı. Beni izlediğini biliyordum. Gülümsedim. Uzanıp dudağımın köşesine kısa ama tüm vücuduma elektrik şoku yollayan bir öpücük daha kondurdu. Bununla beraber gözlerimi açtım. Kahverengi gözleri beni karşılamıştı.
"Önceki gibi olmadı sanırım, iyisin değil mi?" Dedi en sevdiğim gülümsemesiyle. Nefes nefese başımı salladım, başım dönmüştü. Bu sefer vücudum tehlikeli bir biçimde ısınmamıştı. Bu iyi haberdi.
"Tamamen farklı sebeplerden dolayı sıcak bastı şuan." Dedim kızararak. Gülümsemesi derinleşti.
"Nessie, sen benim yer çekimimsin. Beni bu dünyaya bağlı tutan her şeysin." Dedi alnını alnıma yaslarken.
"Jake, sen de benim güneşimsin. Hep öyleydin. Dünyaya gözümü açtığım andan beri hissettiğim şey buydu, yaşam kaynağım olmuştun. Hatta onun öncesinde bile. Sıcaklığın bana nefes aldıran şeydi hep. Bunun değişmesine izin vermeyeceğim, bu imkansız. Beni yakacağını biliyor olsam bile sana yaklaşmadan duramam." Ellerimle tshirtünü kavramıştım. Benden uzaklaşmasına izin vermiyordum.
Kıkırdadım hafifçe, yanaklarım hala kıpkırmızıydı, hissedebiliyordum. Parmakları yanağımda dolaştı bir süre. Tekrar öpmek istermiş gibi, işaret parmağıyla alt dudağıma dokunup aşağı doğru çekti. Bu sefer dayanamayıp dudaklarına yapışan bendim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ufuk çizgisi | the twilight saga
FanfictionReneesme'nin gözünden The Twilight Saga'nın devamı. Cullen ailesi için 2013 yılı ve sonrasını anlatıyor. Bir yetişkin Reneesme x Jacob hikayesi. 10 yıldır benimle birlikte büyüyen bir hikaye. Stephenie Meyer'ın The Twilight Saga kitap serisinden e...