Reneesme'nin gözünden The Twilight Saga'nın devamı.
Cullen ailesi için 2013 yılı ve sonrasını anlatıyor. Bir yetişkin Reneesme x Jacob hikayesi.
10 yıldır benimle birlikte büyüyen bir hikaye.
Stephenie Meyer'ın The Twilight Saga kitap serisinden e...
"Yine neyin peşindesin Alice?" Gözleri parlıyordu resmen. Bu bakışları çok iyi tanıyordum.
"Biliyorsun, doğum gününe sadece iki hafta kaldı bu yüzden düşündüm ki-"
Lafını böldüm ve "Doğum günümü tamamen unutmuşum," dedim dürüstçe. Tepkim karşısında gözleri büyüdü.
Şu sıralar kafam başka şeylerle doluydu. Ama Alice için bu durum aklımı yitirmemle eş anlamlı gibi görünüyordu. 10 Eylül'den itibaren yaş alışımın durmasına sadece bir yıl kalmış olacaktı. Hepimiz biraz endişeliydik bu konuda. Yıllar önce Nahuel sayesinde hepimizin içi rahatlamıştı evet ama yine de bir tür bilinmezlikti bu, beraberinde birçok soruyu getiriyordu.
Endişeyle karışık heyecanım bir anda tüm vücuduma akın etmişti. Sinir sistemim bunu iyi karşılamamıştı.
"Neyse ki unutma ihtimalini hesaba katmıştım. Uzun bir hayatın olunca her türlü ihtimale karşı hazırlıklı olmayı huy ediniyorsun. Merak etme gelmiş geçmiş en güzel doğum günü partini düzenleyeceğim." Kollarını havaya kaldırdı ve sırıttı. Gözlerimi devirsem de uzanıp yanağından öptüm.
"Teşekkürler Alice. Sen olmasan ne yapardım bilemiyorum gerçekten."
"Neyse ki bu konuda ne Edward'a ne de Bella'ya benzemiyorsun," dedi kalkıp kapıya yönelirken.
"Davetiyenin olduğu maili sana yolladım, kimleri partinde istiyorsan ilet. Ama acele et, çok az kaldı!" Uzaktan bir öpücük attı ve kendi kendine bir şarkı mırıldanarak uzaklaştı. Arkasından bakakalmıştım. Maile bakmak için telefonuma uzandım. Gece üçte Jacob'dan mesaj geldiğini görünce şaşırdım. Merakla açıp okudum.
Jake: Yarın okula gelemeyeceğim, sürüyle bir işimiz çıktı. Önemli bir şey yok sadece rutinler. Beni merak etme, görüşürüz.
İç çektim. Okulun daha ikinci günüydü, onsuz zor geçecekti. Hızlıca dünküne benzer bir şeyler giydim. Annemle babam bu sabah evde değillerdi. Mutfağa uğradığımda masada hazırladıkları paketlenmiş sandviçi gördüm ve çantama attım. Seattle'da birkaç işlerini halledeceklerine dair küçük de bir not iliştirmişlerdi. Ben uyuduktan sonra yola çıkmış olmalılardı. Evden çıkıp direk araba garajına gittim.