a l t m ı ş b i r

329 16 1
                                    

***Salondaki koltuğa cenin pozisyonunda kıvrılıp herkese sırtımı dönmüştüm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

***
Salondaki koltuğa cenin pozisyonunda kıvrılıp herkese sırtımı dönmüştüm. Günün geri kalanını böyle tamamlamayı düşünüyordum. Elimdeki kutu peçete ağlamama dayanamayacak gibiydi. Hem üzgün hem öfkeliydim. Çözülebilecek konularda Jacob durup düşünmeden hızla öfkeleniyor ve gereksiz kıskançlığa kapılıyordu. Bu beni inanılmaz yıpratmıştı artık. Daha fazla bunu yapamazdı bana, dayanamıyordum. Kalbimin daha fazla kırılmasını kaldıramıyordum.

Herkesin sürekli aralarında konuştuklarını, eve girip çıktıklarını hissettim ama hiçbirine dikkat etmedim. Bir ara annem üzerime bir battaniye örtüp saçlarımdan öpmeye geldi. Sonrasında ağlamaktan bitap düşmüş halde uyuyakalmıştım. Uyandığımda başım Nahuel'in kucağındaydı. Elini yanağıma koymuştu. Vücudum yine normal ısısında hatta daha da hafiflemiş haldeydi. Damgalandığımız için olsa gerek, teması bana huzur veriyordu. Koltukta doğrulup oturduğumda gülümsedi.

"Kabus görüyordun, sana yardımcı olmak istedim." Dedi hemen. Başımı salladım.
"Bu durumdan nasıl kurtulacağız Nahuel?" Dedim çaresizce. Onu da suçlu konuma düşürmüştü Jake hemen, oysa ki tek yaptığı bana yardım etmekti.
"Henüz bilmiyorum Ness ama sana söz veriyorum bunu çözeceğiz. Seni bu duruma soktuğum için özür dilerim. Seni öptüğüm için de özür dilerim ama ancak o şekilde düzeleceğini düşündüm. Bir çeşit içgüdüydü sanırım, damgadan dolayı." Onu anlayabiliyordum. Ona minnettardım.
"Asıl ben senden özür dilerim Nahuel, hem kendi adıma hem de onun adına." Jacob'un adı dudaklarımdan dökülmemişti, bir şey beni durdurmuştu.
"Bunların hiçbirini yapmak zorunda değildin, beni iyileştirdin ve kurtardın. Teşekkür ederim, sen iyi bir dostsun." Dedim elimle eline uzanıp sıkıca kavrayarak.

O sırada annem içeriye girmişti, yanıma gelip koltuğun önünde dizlerinin üzerine çöktü ve ellerini dizlerimin üzerine koydu.
"Tatlım, Jacob'u aradım, buraya gelmesini söyledim. Bunu çözebiliriz. Konuşmadığınız sürece daha da kötü olmasından korkuyorum."
"Ona çok sinirliyim, dinlemeden beni bırakıp gitti yine." Dedim sesimdeki kırgınlığı saklayamayarak.
"Biliyorum, ama Jake'i tanıyorsun işte. Pişman olduğuna eminim. Şimdi sakinleşmiştir hem." Dedi annem de. Derin bi iç geçirip kafamı salladım. Konuşacak halim kalmamıştı yine. Tüm gün boşluğa bakarak oturma planımı Jacob'un geri dönecek oluşu bozmuştu.
"Ne zaman geliyor peki?" Dedim gözlerimi devirerek.
"Nessie." İrkilerek arkamı döndüm. Jacob açık pencereden sessizce tırmanıp arkamızda belirmişti aniden.
"Şu sıra herkes kapıyı kullanmayı unuttu anlaşılan." Dedim tekrar gözlerimi devirerek. Ona tekrar sırtımı dönmüştüm. Orada sessizce dikildiğini biliyordum ama önce kendimi sakinleştirmem lazımdı. Gözlerimi kapatıp kafamı ellerimin arasına alarak dizlerime dayandım. Onu görmek tüm sinirimi tetiklemişti. Gözlerimin dolmasından nefret ediyordum. Ona üzüntümden çok öfkemi yansıtmak istiyordum.

"Seninle konuşmaya geldim." Dedi sakince. Derin bir nefes alarak yerimde doğruldum. Hala ona dönmemiştim. Annem Nahuel'in koluna dokunarak ona dışarıyı işaret etti ve beraber çıkıp bizi yalnız bıraktılar. Nahuel giderken gözleriyle bana güç vermeye çalışır gibi bakıyordu. O yanımdan kalkınca vücudumun ısısı geri artmaya başlamıştı. Bu durum çok sinirimi bozuyordu.
"Peki konuşalım." Diyerek hızlı bir hareketle ayağa kalktım ellerim belimde karşısına dikildim. Meydan okurcasına gözlerine bakıyordum. O kadar dibine girmiştim ki nefesi dudaklarıma çarpıyordu. Gözleri kısa bir süreliğine dudaklarıma indi ve sonra tekrar benimkilerle buluştu.
"Seni dinliyorum Jacob." Diyerek üsteledim.
"Onu seviyor musun Nessie?" Dedi kırık bir sesle. Gardımı düşürmesine izin vermemeliydim. Dik durmaya devam ederek,
"Bundan nasıl şüphe ediyorsun Jacob?" Gözlerim dolmuştu tutamamıştım.

"Damgalandığınız ortaya çıkmışken ne düşünebilirdim Nessie? Nasıl bir şey olduğunu bilmiyorsun

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Damgalandığınız ortaya çıkmışken ne düşünebilirdim Nessie? Nasıl bir şey olduğunu bilmiyorsun. Sana mühürlenen benim, sen sadece bana aşık oldun. Her zaman seçme hakkın vardı ve olacak. Tabii ki şüphe duymuyorum ama bu damga işi de en az mühürlenme kadar güçlüyse böyle bir şeye karşı koyamam. Bunu nasıl yaparım? Seni kaybettiğimi düşündüm. Sam yüzünden Leah'a olanlar bana da oldu sandım." Dedi onun da gözleri dolmuştu. Bir an için cevap veremedim. Ama içimdeki öfkeyi kusmazsam sonrasında daha kötü olurdu.

Sesimin titremesini engelleyemeden gözyaşlarıyla konuştum,
"Kendimi, kafamı toparlamam için neden bir gün bile bekleyemedin? Yanımda olduğun sürece her şeyin üstesinden gelebileceğimize inanıyordum ben. Sen bunu kırdın. Her seferinde anlamadan, dinlemeden gidiyorsun Jacob. Bana mühürlü olmanı bile bir bahane gibi kullanmaya çalışıyorsun. Bu hislerle beraber savaşmamız gerekirdi! Sen beni Nahuel'in kollarına mı teslim ediyorsun?" Dedim dudaklarım titreyerek.

"Senden asla vazgeçmem Nessie

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Senden asla vazgeçmem Nessie. Böyle deme, benim için bir tek sen varsın. Korktuğum için gittim. Haklısın hataydı ama kendimi kontrol edemedim. Bunu biliyor olman lazım, benim için bir başkası olamaz. Ruhum ve bedenim sana ait. Bununla ne yapacağın sana kalıyor." Dedi buruk bir gülümsemeyle. Gözlerini benden kaçırmıştı, başı öne düşmüştü.

"Benim de sana olan aşkım her şeye karşı koyabilir Jacob. Bunun için doğaüstü bir nedene ihtiyacım yok. Burada hissediyorum çünkü." Dedim elimi kalbimin üzerine koyarak. Elini elimin üstüne getirerek kendi kalbinin üzerine taşıdı.
"Öyleyse bunu da hisset Nessie, burada ne olduğunu biliyorsun. Sadece dinle." Gözlerimi kapattım. Kendimi kalp atışlarımızın uyumlu ritmine bırakırken derin derin nefesler alıp verdim ve sakinleşmeye başladım.

Geri kazandığım özel gücümü kullanarak bu sefer Jacob'a ayrıntılarıyla olanları, hissettiklerimi yansıttım. O ısının beni nasıl çıldırtacak seviyeye geldiğini, Nahuel'in öpücüğünün hiçbir anlama gelmediğini gösterdim ona. Elimi geri çekip gözlerimi açtığımda sessizce bakıştık.
Hala birbirimize çok yakındık, dünkü gibi bedenimin aşırı ısınması riskine rağmen dudaklarına doğru fısıldadım,

"Sarıl bana."

***
❄️Önceki bölümdeki olay yarıda kesilmesin diye biraz daha uzatma ihtiyacı hissettim. Bundan sonrası sınavlardan sonra gelecek ancak. Kendinize iyi bakın :)
🔮13K okunma olmuş, teşekkürler :)❄️

ufuk çizgisi | the twilight sagaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin