Reneesme'nin gözünden The Twilight Saga'nın devamı.
Cullen ailesi için 2013 yılı ve sonrasını anlatıyor. Bir yetişkin Reneesme x Jacob hikayesi.
10 yıldır benimle birlikte büyüyen bir hikaye.
Stephenie Meyer'ın The Twilight Saga kitap serisinden e...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Temmuz 2013
Hava iyice karardığında istemeyerek de olsa yataktan çıkıp hazırlanmaya başladık. Evi kapatıp tekneyle sahile döndük. Jacob iner inmez telefonla Sam'i aradı. Ben de anneme birazdan geleceğimizi haber veren bir mesaj yolladım. "Üstüme atlamak ister misin? Daha hızlı gideriz, sürüyle de iletişime geçeceğim." Kafamı salladım. Hemen sırt çantasını elime tutuşturdu. Üzerindeki tshirtü çıkarıp bana attıktan sonra dönüşmek için birkaç metre uzağa koştu. Geri döndüğünde kurt formundaydı. O sırada elimdeki tshirtü sırt çantasına attım. Bana yaklaşıp kafasını eğdiğinde gülerek uzanıp alnımı gözlerinin arasındaki tüylere yasladım. Bir yandan da boynundaki tüylere gitmişti elim. Herkes Jacob'tan alfa olmasından dolayı ve oldukça iri bir kurt olmasından dolayı çekiniyordu. Bu hali bir tek bana uysal ve tatlı geliyordu. Çünkü o benim Jacob'ımdı.
Daha sonra sırtına rahatça tırmanabilmem için, koca gövdesine rağmen arka ayakları üzerinde oturarak olabildiğince çok eğildi. Yine de buna alışkın olduğum için tek atlayışta üzerindeydim ve çoktan boynuna sarılmıştım. Bir anda gırtlağından kısa süreli ama şiddetli bir uluma yükseldi. Sürüyü çağırdığını anlamıştım. Yavaş tempoda koşmaya başladığında sürüdekiler de teker teker bize yetişiyordu. İlk gelenler Leah ve Seth olmuştu. Embry ve Quil ise yanlarında Sam ile La Push sınırında bize katıldı. Jake durum herkesi ilgilendiriyor olabileceği için diğer sürü adına Sam'i de çağırmıştı. Bir sorun olduğunda hep beraber hareket ediyorlardı. Herkes toplandığı için aynı anda hepsi hızlandı. Düşmemek için Jake'in sırtına tamamen yatıp boynuna dolandım. Henüz beş dakika geçmeden eve varmıştık. Jake'in sırtından atlayıp çantasını gülerek dişlerinin arasına tutuşturdum. Çok dalga geçiyordum bu haliyle. Hepsi geri dönüşmek için ormanın içine koştu. Ben de içeriye geçtim. Bizimkiler her zamanki gibi salona dağılmışlardı. İnsan olsaydım balmumu heykellerinin sergilendiği bir müzeye girdiğimi zannedebilirdim. Ancak ben içeri yürüyünce hareket ettiler. Komikti. Uzun süredir yoktum, hepsiyle uzun uzun sarıldık. O sırada Carlisle sürüyü de içeriye almıştı.
Merhabalaşma kısmı da bittiğinde Alice direk konuya girdi. "Bugün öğlen Emmet'la avdan dönerken kurtlarla karşılaştık. Başta sizlerden biri sandık ama değillerdi. Kokuları tamamen yabancıydı ve saldırmaya hazır görünüyorlardı. Alfaları bir süre bizi izledikten sonra geri çekilmelerini emretti. Biz de eve geldik ama takip ettiklerini biliyoruz. Henüz saldırmaya karar vermediler. İzliyor gibiler. Belki de La Push'u fark ettiler."
"Yaklaşık bir saat önce evin etrafını turladık, kokuları henüz dağılmamıştı." Jasper ekledi.
"Kaç kişiydiler?" Jake sormuştu. "Bizim gördüğümüz sadece altı kurttu ama daha çok olmalılar. Bu kadar uzağa sürüden ayrı gelmiş olamazlar." Dedi Emmet.
"Belki tanıdığımız kabilelerden biridir Sam?" Jake, Sam'le bir süre bakıştıktan sonra Embry ve Quil'e döndü. "Üçünüz gidip bir baksanız iyi olacak. En eski kurtlar sizlersiniz, kokuları tanıma şansınız yüksek. Biz her ihtimale karşı evi koruyalım." Aynı anda kafa sallayıp hemen dışarıya koştular. Leah ve Seth ise hemen bir koltuğa yayılmışlardı. Diğerlerini beklerken herkes görüşemediğimiz zaman diliminde neler yaptığından bahsetti. Hafif bir gerginlik olsa da kimse bunu bir tehdit olarak görmüyordu. Şimdilik. Sam, Embry ve Quil sonunda döndüklerinde Jacob ayağa fırladı. Ben de belimi tutuyor olduğu için onunla beraber fırlamış oldum.