Reneesme'nin görüşünden The Twilight Saga'nın devamı.
(hikaye 2013'te geçmekte)
Stephenie Meyer'ın The Twilight Saga kitap serisinden esinlenerek 2010'da yazmaya başladığım bir Reneesme & Jacob hayran kurgusu.
Hikayemin adını Twilight serisinin is...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Source 1
Dissolving | Hannah Cohen
" Wanna be the sun on your back Be the breeze that kisses your neck The water in the ocean I'll turn to salt on your skin
The waves, they are singing and rising I'm holding on, and in your eyes I'm alive Don't wanna let you bleed and crack
Fall to your knees, I'll lead you straight back To the water in the ocean I'll wash it all off your skin
Oh, and in your eyes I'm alive Dissolving the memories I try to hide "
ufuk • çizgisi
Göz kapaklarım düşen güneş ışığıyla yavaş yavaş aralandı. Her zamankinden uzun uyumuştum. Güneş en tepeye yaklaşmıştı. Yine de kalkmak için acele etmedim ve yatakta biraz oyalanıp camdan dışarıyı izleyerek manzaranın keyfini çıkardım. Ancak Jacob'u görme isteği içimde ağır bastığında kalktım. Önce kendime gelmek için duşa girdim. Soğuk su vücudumdaki her bir noktaya işleyerek bedenimi uyandırdı. Duştan çıkıp kurulandım ve bikinimi giydim. Üzerine de kısa ve rahat bir elbise geçirdim. Saçlarımı tarayıp, Kate ile mağazaları gezerken beğenip aldığımız yeni saç bakım spreyimi sıktım. Kokusu vanilya ve taze pişmiş kurabiye gibi tatlıydı. Jacob'un bunu fark edip etmeyeceğini merak ettim. Bundan önce hindistan cevizi kokulu bir sprey kullanıyordum. Saçlarımı serbest bıraktım. Güneş etkisini gösteriyordu, rengi açılmaya başlamıştı.
Odamda işim bittiğinde yalın ayak mutfağa yürüdüm. Jacob ortalıkta yoktu ama mutfak masasında hazırlanmış bir kahvaltı beni bekliyordu. Tabağımın yanında kocaman bir deniz kabuğu vardı. Arasına da bir kağıt parçası sıkıştırılmıştı. Kabuğu ayırarak içindeki kağıdı çıkardım.
"Senin sayende nefes alıyorum, Esme Adası ise..." Kan akışımın yanaklarıma ve kulaklarıma hücum ettiğini hissetttim. Senin sayende nefes alıyorum. Ne zaman böyle bir sevgiye erişecek kadar şanslı olmuştum? Jacob gibi birinin beni seviyor olması gerçek dışı geliyordu. Aramızdaki yaş farkı bize engel olmamıştı çünkü aşkımız da bizim gibi doğaüstüydü. Merakla kağıdın arkasını çevirip kontrol ettiğimde bu beklenmedik not daha da anlam kazandı.
"İpuçlarını takip et, seni bekliyor olacağım. Not; kahvaltını yapmayı unutma ve bikinini giy."
Gülümsedim. Demek ki bugüne küçük bir oyunla başlıyorduk. Bikinimi çoktan giymiştim. Daha fazla oyalanmadan kahvaltımın yanında içmek için soğuk, sütlü bir kahve hazırladım. Yüzümde kocaman bir gülümsemeyle masaya oturup avokado, peynir ve yumurtalı simit sandviçimi yemeye başladım. Kahvaltım bitince sıradaki notun beni ormanda bekliyor olacağını tahmin ettiğim için arka kapıya yöneldim.
