+ Bugünlerde biraz karışık...
- Karışık olan ne?
+ İçim be... İçimdekiler...
- Nasıl yani? Zaten hep karışık değil miydi orası?
+ Orası öyle de bu sefer farklı biraz.
- Ne gibi?
+ Kelimeler gibi... Bir sorun var. İçimdeki herkes sus pus. Sen varsın işte böyle arada konuşan. Diğerleri bir şeyler bekler gibi. Neyi beklediklerini onlar da bilmiyor. İçim patlayacak sanki... İnsanın içi patlar mı hiç?
- Bilmem... Daha önce görmedim hiç. Şimdi n'olacak peki?
+ Geçer diye umuyorum. Yani şimdiye kadar öyle oldu. Yine bekleriz kaderimizin rayına oturmasını. O sırada da devam ederiz hayal adına ne varsa... Hem karanlıklar da bitmez asla. Hem biliyorsun içimizdeki deliyle çocuk uzun süre suskun duramaz. Elbet konuşacaklar. Delice ya da çocukça bir şey isteyecekler. Sahi sen neden susmadın?
- Bende sustum aslında. Kelimeler boğdu boğacak beni. Sen konuşunca içimdeki merak dürttü beni. Yoksa iyiydim böyle sessiz sedasız. Susmak iyi geliyor bazen biliyorsun.
+ Öyle de herkesin susmasına alışkın değilim ki. Uzun süreden beri sen konuştun bir tek. Yoksa herkes kayıp. Terk edilmişlik hissi kötü vesselam. Hem insan kendi kendini terk eder mi?
- Bilmem... Belki...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İÇİMDEKİ İNSANLAR
Short StoryEvren dengesizlikler üzerine kuruluyken biz insanoğlundan dengeli olmamız beklenemezdi. Çünkü "umut" denen şey her zaman dengemizi bozmaya yetti. Bizi hayal kırıklıklarına ve boş ümitlerin içine itti. Neden sonra konuşmasını öğrendiği gibi...