Sırtıma yük oluyor artık bedenim. Ruhumu taşıyamıyor, ben içeride bağırdıkça o susuyor. O sustukça ben ölüyordum. Gece ve gündüzler birbirine karıştı. Geceleri okşadığın saçlarım karanlıkta bir hiçlik oldu şimdilerde. Ne bir söz ne de bir şarkı ruhumu salıncağa bindirmiyor. Oturduğum yerde yaşlanıyorum. Çocukluğum öleli çok oldu, sıra şimdi gençliğimde. Bedenimi yırtıp çıkasım var. Yükselmeliyim göğe. Ne pahasına olursa olsun yükselmeliyim. Dokunmalıyım yıldızlara. Yeniden yaşamalıyım. Derinnn bir nefes almalıyım. Ama nefesim yetmiyor. Ruhum da yoruldu karanlıktan ve hiçlikten. Bir el uzanmalı bir el. Sırtımdaki bu ölü bedeni kaldıracak bir el. Bana çocukluğumdaki gibi pamuk şeker alacak bir el. Yoksa ezileceğim bedenimin altında. Hissediyorum bunu... Çok az kaldı... Çok az...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İÇİMDEKİ İNSANLAR
Short StoryEvren dengesizlikler üzerine kuruluyken biz insanoğlundan dengeli olmamız beklenemezdi. Çünkü "umut" denen şey her zaman dengemizi bozmaya yetti. Bizi hayal kırıklıklarına ve boş ümitlerin içine itti. Neden sonra konuşmasını öğrendiği gibi...