00:50 - 01:00
İnsanoğlu biraz da farazi yaşıyor aşk denen şeyi. Hayalleri gerçeklerle karıştırmak en büyük marifetleri. Karşısındakini yüce görmek gibi bir huyları da var. Etten ve kemikten ibaret olduğumuzu anladıkları anda düşünceleri değişiyor. Bu benim hayatımda da geçerli oldu. Ulaşamadıkları zaman vazgeçilmez ve ilgi çekici oldum. İç dünyamı açtığım zaman ise bayağı ve aşağı olmaktan kurtulamadım. Ki eğer egoya vursaydım her şeyi beni kendinle eşit ya da aşağı görenlerden üstündüm, anlamaya akılları yetmedi maalesef. Çünkü şaşmadım. Beni yücelten ön yargıları yine beni aşağıya çekmişti. Başka ne bekleyebilirdim ki? Ama ben değişmeyi reddettim. Sadece önlemimi arttırdım. Kendimi açtım ama bir yere kadar. Herkes benim hakkımda bilmesini istediğim kadarını bildi. Kim ne kadar açıksa o kadar açık oldum. Çıkarcı bir düşünce gibi gözükebilir ama herkes kendi ön yargı ve çıkarlarıyla gelirken böyle düşünmeniz saçma değil mi? Evet, size dedim. Okurken bile aklınızda oluşan ön yargı ve fikirlerinizden bahsediyorum. Kusura bakmayın, iç dünyam size göre şekillenemiyor. Ben istediğiniz kişi değilim, istediğim kişiyim... Sizi olduğunuz gibi kabul ettim. Peki siz hazır mısınız buna? Şu an düşüncelerinizde bir duraksama ve kafa karışıklığı hissediyorsanız biraz olsun anlıyorsunuz beni demektir...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İÇİMDEKİ İNSANLAR
Short StoryEvren dengesizlikler üzerine kuruluyken biz insanoğlundan dengeli olmamız beklenemezdi. Çünkü "umut" denen şey her zaman dengemizi bozmaya yetti. Bizi hayal kırıklıklarına ve boş ümitlerin içine itti. Neden sonra konuşmasını öğrendiği gibi...