06:06
Bitti sandığın ne varsa yerine başka şeyler koyarak acını dindirmeye çalışırsın. İlk önce anlamsız bir huzur bile elde edebilirsin. Ardından yeni bir heyecan aklını olduğu gibi içinde olduğun durumdan uzaklaştırabilir seni. Mutluluğu bile hissedebilirsin. Sonra bilmediğin nedenle bir şey seni huzursuz etmeye başlar. Ne olduğunu aslında çok iyi bilirsin ama bilirsin ki dillendirmek yıkılmanın başlangıcıdır. Yeni heyecanlara daha çok sarılırsın. Huzursuzluğun her zamankinden daha güçlü bir şekilde baskı yapmaya başlar. Sen yine de aldırış etmezsin. Geçmişten daha iyi olduğunu düşünmeye çalışırsın. Mutlusundur artık. Peki bu huzursuzluğun sebebi ne? Düşünmek istemezsin. Seni uzaklaştıran heyecan öyle bir zamanda gerçekleri sana gösterir ki. Tüm benliğinle bir anda yıkılırsın. Artık düşüncelerine hakim olamazsın. Sessizce ağlamaların başlar. Bakmaktan korktuğun fotoğraflara sarılırsın. Ruhun çekilmiştir bedeninden... Ve sonunda tanımını koyarsın ortaya:
"BOŞLUK"
Oysaki onun gerçek tanımıdır:
"EKSİK KALMAK"
Yok saydığın parçanın yerini bilmek ama onu yerine koyamamaktır. Koşup sarılsan her şey tamamlanacaktır ama sarılamazsın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İÇİMDEKİ İNSANLAR
Short StoryEvren dengesizlikler üzerine kuruluyken biz insanoğlundan dengeli olmamız beklenemezdi. Çünkü "umut" denen şey her zaman dengemizi bozmaya yetti. Bizi hayal kırıklıklarına ve boş ümitlerin içine itti. Neden sonra konuşmasını öğrendiği gibi...