Medya da Esad
Bade den devam --->
"Sıçtık" deyip hemen Demir'in üstünden kalktım. Üstüne üstlük kalkmaya çalışırken yeniden Demir'in üstüne düşmüştüm. Yağız sinirli bir şekilde merdivenlerden iniyordu. Demir'i yakasından tutup havaya kaldırdı.
"Yaklaşma ulan ona!" deyip yumruğu geçirdi. "Yağız!" diye bağırmıştım ama çok şiddeetli değildi. Zaten ev kalabalık ve büyüktü duymamışlardır umuyorum.
"Onun ile dalga geçiyorsun Yağız!" deyip burnunu sildi elinin tersiyle.
"Ulan, Bade diğerleri gibi değil! Ona yaklaşma uzak dur!" diyerek bir kere daha yumruk geçirmişti. "Yağız dur artık" diyerek Demir'i yerden kaldırıp kaşına ve burnuna bakmaya başladım. "Onu mu savunuyorsun sen?" dedi sinirli bir şekilde.
"Haksız yere vuruyorsun ona!"
"Ne haksızı ulan! Sen benimsin kızım benim!"
"Yağız bu ona vurmanı değiştirmiyor!"
"Bana asla başka erkekleri savunma!"
"Haklıysa savunurum!" Biliyorum Yağız çok kıskançtı ama durumların karışacağını bilemedim.
"Bade bak durum kötüye gidiyor!" dediğin de omuz silkip Demir'in kaşını cebimden çıkardığım peçete ile silmeye başladım. Yağız çok sinirlenmişti sanırım bu duruma.
"Bade! Bir şey diyim mi?"
"Ne diyeceksin?"
"Sen haklıydın. Bu ilişki yürümez! Haklıydın ayrıldık biz!" dediğin de afalladım. Yağız ciddi görünüyordu. Beni kenara itip dış kapıya yöneldi. Peşinden koşarak gittim. Onu kaybedemezdim. Kapının önüne geçip kollarım ile çıkmasını engellemiştim.
"Gidemezsin"
"Çık önümden"
"Gidemezsin"
"Çık dedim Bade!"
"Gidemesin!"
"Küç- Bade çık!" demişti elini yumruk yaparak. Hafifçe gülümseyip kapıdan çıkıp tek elimi gitmesi için sağa açtım. Yanımdan geçerken omzuma vurmuştu. İki adım geri sendelenmiştim. Arabanın yanına ilerliyordu. Ben ise öylece ona bakıyordum. Arabanın kapısını açıp binmeden önce son kez bana baktı. Gözleri ateş saçıyordu resmen. Oflayıp önüne döndü. Tam oturacağı sırada bağırdım.
"Ne yani ayrıldık mı?" dediğim de bir şey demeden gitmişti. Ben ise öylece kalmıştım kapıda. Ne yani sırf bu yüzden mi beni bırakmıştı? Öylece arabanın bıraktığı tozların arasına girip arabasını takip ettim gözlerimle. Ana yola çıktığın da durmuştu. Koşsam? Yetişir miyim acaba? Onun gitmesine izin veremezdim. Derin bir nefes alıp koşmaya hazırlandım. Şahin ağabey bana bakıyordu öylece. "Şahin ağabey ben geleceğim" deyip son sürat yama aşağı koşmaya başladım. Yağız'ın arabasına yetişme imkanım az olabilirdi ama ben koşu birinciliği almıştım bir kaç sene önce. Şimdi onun için daha da hızlı koşuyordum. Onun da beni bırakmasına izin veremezdim. Arabaya yaklaşmıştım. Bir kaç metre vardı o kadar. Arabanın yanına geçip Yağız'ın kapısını açtım. Yağız'ın elinde Buğlem'in fotoğrafı vardı. Derin derin nefesler alıp verirken elinde ki fotoğrafa baka kalmıştım. Buğlem ile ikisi vardı birde. Ne yani beni cidden kullanmış mıydı?
"Ben öz- özür di- diler- dilerim" deyip kapıyı kapattım ve ana yola çıktım. Nereye gittiğim hakkında hiç bir fikrim yoktu ama şuan Dünya'nın öbür ucuna gitmek istiyordum. Bunları unutmak, her şeyden uzak olmak istiyordum. Yalnız ve çaresizdim. Üzgündüm, kırılmıştım, kızgındım ve en önemlisi KANDIRILMIŞTIM! Kandırmıştı beni. Yalan söylemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Psikopat Mafya[the wattys 2022] [Tamamlandı]
Teen FictionBir tarafta , Onun için her şeyi göze alan, mavi hayalleri bir olan bir kız; Bir Diğer tarafta , Sevdiği kadın için siyah hayatından çıkmaya çalışan bir adam. Bu hikayenin sonunda ne mi oldu? 'Siyah'a Mavi Sıçradı' * Fa...